| Küçük bir kızken, Ölülerle konuşabildiğimi öğrenene kadar. | Open Subtitles | لكـن .. في صغري عرفت انني يمكن ان اتكلم مع الأموات |
| Tabi küçük bir kızken Ölülerle konuşabildiğimi öğrenene kadar. | Open Subtitles | لكن ، منذ صغري عرفت انني يمكن ان اتكلم مع الأموات |
| Ölülerle iletişimin en çok kabul gören yolları. | Open Subtitles | عادةً الإقرار بالموت هو طريقة للتواصل مع الأموات |
| En anlamlı ilişkilerim Ölü insanlarla olanlar. - Kim demiş? | Open Subtitles | أغلب علاقاتي ذات المعنى العميق هي مع الأموات |
| Ben, Ölü insanlarla konuşmanın gediklisiyim. | Open Subtitles | ياصاح.. انني أتحدث بشكل طبيعي مع الأموات |
| Yanlızca ölüleri çağırmaya çalışan iki zavallı gördüğüm zaman. | Open Subtitles | فقط عندما أرى خاسرتين تقفان أمام هذه الآثار وتحاولان شيئاً مع الأموات |
| Yalnızca ölüleri çağırmaya çalışan iki zavallı gördüğüm zaman. | Open Subtitles | فقط عندما أرى خاسرتين تقفان أمام هذه الآثار وتحاولان شيئاً مع الأموات |
| Küçük bir kızken Ölülerle, konuşabildiğimi öğrenene kadar. | Open Subtitles | لكن في صغري عرفت أن بإستطاعتي التحدث مع الأموات |
| Ne var ki, küçük bir kız olduğumdan beri Ölülerle konuşabildiğimi biliyorum. | Open Subtitles | لكن في صغري عرفت أن بإستطاعتي التحدث مع الأموات |
| Burası şehirde Ölülerle dans edilebilecek tek yer. | Open Subtitles | هذا هو المكان الوحيد في المدينة حيث يمكنك الرقص مع الأموات |
| Yani sadece Ölülerle konuşmuyormuş, nesneleri de görünür yapabiliyormuş. | Open Subtitles | إذاً, لم يكن قادراً على التواصل مع الأموات وحسب, بل جعل الأشياء تظهر. |
| Ölülerle konuşmaya çalışmaktansa canlı teröristleri durdurmaya çalışarak. | Open Subtitles | لنحاول أن نوقف الأرهابيين الأحياء بدلاً من أن نتوقف لمحاولة التحدث مع الأموات |
| O yüzden Ölülerle konuşmamız lazım. | TED | لذا، يجب علينا أن نتحدث مع الأموات. |
| Tabi öyle düşünürsün. Ölü insanlarla konuşuyorsun. | Open Subtitles | بالطبع، تتكلم مع الأموات |
| Ölü insanlarla konuşuyorum. | Open Subtitles | "أنا أتكلم مع الأموات". |