| ve Jerry Grant'ın ölümünü annenin üzerine yıktı, aşılamaz bir engel yarattı böylece bir daha asla Başkan'la birlikte olamayacaktın. | Open Subtitles | و بعدها لامَ والدتك على مقتل جيري قرانت ليخلق حاجز يستحيل انهائه بحيث لا يمكنكٍ البقاء مع الرئيس مرة اخرى |
| Başkan'la NATO hakkında konuşmaya çalıştım. | Open Subtitles | لقد حاولت الكلام مع الرئيس حول منظمة حلف شمال الأطلسي. |
| Siz hayvan konusunda karara varmadan sanırım Başkan'la konuşmam gerekiyor. | Open Subtitles | انا في حاجة للكلام مع الرئيس قبل أن تقرر أى حيوان |
| Ve Amanda Tanner'a Başkan ile görüşme işinin yattığını söyle. | Open Subtitles | ويمكنكِ إبلاغ أماندا تانر أن الاجتماع مع الرئيس قد أُلغي |
| Senin hiç ona ulaşmadan direkt Başkan ile iletişim kurmandan. | Open Subtitles | أن لديكِ صلاحية مباشرة للتحدث مع الرئيس دون الرجوع إليه |
| Başkan'a kendim söyleyecektim, ama beni dinlemeyecekti. | Open Subtitles | كنت سأتحدث مع الرئيس بنفسي ولكنه لن يستمع لي |
| - Cylon saldırısından önce Şefle beraber olduğuna dair anıların var mı? | Open Subtitles | هل لديك ذكريات حقيقية أن كنتى مع الرئيس قبل هجمات السيلونز؟ |
| Neye karşılık? Başkan'la suyu çıkmış bir hikaye hakkında özel röportaja mı? | Open Subtitles | مقابل ماذا لقاء حصرى مع الرئيس بقصة ملفقة |
| Birkaç dakika içinde Başkan'la canlı bağlantıya geçecek ve reaktörlerler hakkındaki ilerlemelerimizden haberdar olmak istiyor. | Open Subtitles | مع الرئيس بعد دقائق ويريد أن يعرف عن تقدمنا بشأن المفاعلات |
| Füzenin nereye gittiğini söyle engellememe yardım et daha sonra Başkan'la konuşacağını garanti edeyim. | Open Subtitles | أخبرني أين سيتجه هذا الصاروخ وساعدني في إيقافه, ثم أضمن لك أنك ستتحدث مع الرئيس |
| Ajan Pierce'la mı ilgili? Özür dilerim. Bu konuyu Başkan'la konuşmalısınız. | Open Subtitles | متأسف، يمكنكِ التحدث مع الرئيس بهذا الشأن |
| Albay, sizi yarın Başkan'la görüştürmek isteriz. | Open Subtitles | كولونيل نود تنظيم اتصال لك مع الرئيس غدا |
| Başkan'la yatmaya başladıktan bir kaç hafta sonra kendini öldürdüğünü öğrendim. | Open Subtitles | وعندما عرفتُ أيضًا أنها انتحرت بعد بضعة أسابيع من تلك الليلة مع الرئيس |
| Ah, aslında kendisi, Başkan ile de özel görüştü, ama maalesef, ama resim çektirecek zaman omadı. | Open Subtitles | في الواقع هو التقى بشكل خاص مع الرئيس لكن للأسف، لم يكن هناك وقت لأخذ صورة |
| Babanızın Başkan ile gol oynayıp oynamaması umurumda değil. | Open Subtitles | لا يهمني ان كان والدك يلعب الجولف مع الرئيس |
| Bir açıklaması olduğunu, ama direkt Başkan ile konuşmak istediğini söylüyor. | Open Subtitles | لديه تفسير ولكنه يريد التحدث مباشرةً مع الرئيس |
| General kongre komitesine brifing veriyor, müdür de Başkan ile görüşmeye hazırlanıyor ve verilerimizi istiyor. | Open Subtitles | الجنرال يتحدث امام لجنة من الكونغرس و المدير يلتقي مع الرئيس خلال ساعة و يريد رأينا |
| Başkan'a kilitlenin. | Open Subtitles | كاميرا رقم 3 ابقى مع الرئيس ابقى معه فحسب |
| Cylon saldırısından önce Şefle beraber olduğuna dair gerçek anıların var mı? | Open Subtitles | .. هل لديك ذكريات حقيقية مع الرئيس قبل الهجمات ؟ |
| Eve bir uçan daire ve Başkanla el sıkışması için bir uzaylı getirebilirdin. | Open Subtitles | أنت يمكن أن تجلب إلى البيت الطيران الصحن وله أجنبي تصافح مع الرئيس. |
| - Şef'le hemen konuşmalıyım. | Open Subtitles | يجب ان اتكلم مع الرئيس الآن |
| Eski Başkan ve şimdiki Başkanla çalıştığımı düşünürsek uzun süre bunu yapmışım. | Open Subtitles | جربي أن تقضي الوقت الذي قضيته مع الرئيس السابق و الرئيس الحالي لقد قمت بهذا العمل لوقت طويل |
| Sana "şefe içini dökme saati" yaz demiştim. | Open Subtitles | أخبرتك أن تسميها "تناول اللحم مع الرئيس" |