| O iyi bir çocuk. Hem de kamera ile harikalar yaratıyor. | Open Subtitles | إنّها شابة رائعة جيدة للغاية في التعامل مع الكاميرا |
| Eğer kamera ile nefes bile alsan, çekim yumuşak olur. | Open Subtitles | حرفيا,ان تنفست فقط مع الكاميرا انت متساهل في لقطتك انت متساهل |
| Kadın muhabir, kamera ile o geliyor. | Open Subtitles | الصحفية يمكنها ان تأتي مع الكاميرا |
| Elektronik mağazasında kameralı bir drone var. | Open Subtitles | متجر الالكترونيات لديه طائرة بدون طيار مع الكاميرا. |
| Yani sen kameralı bir kızsın. | Open Subtitles | لذا أنت فتاة مع الكاميرا. |
| Tam şans yüzüme güldü derken bu embesil elinde Kamerayla ortaya çıkıverdi. | Open Subtitles | وأخيرآ يمكنني الحصول على بعض الحظ وذلك الأحمق مع الكاميرا ظهر لي |
| Tamam, şimdi, 15 adet her nedense insanların kameraya konuştuğu iş yeri komedisine ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | حسناً والآن نحتاج إلى 15 مسلسل كوميدي حيث يقوم الناس بالتكلم مع الكاميرا لسبب ما |
| Silver'in dijital kamera ile girişimleri hiçbir olumlu sonuç vermedi. | Open Subtitles | (سيلفـر) يحاول مع الكاميرا الرقمية ولكن لم يعطى أى نتيجة إيجابية. |
| kamera ile geliyorum. | Open Subtitles | إنّي قادم مع الكاميرا. |
| - kamera ile ilgili teknik sorunlar vardı. | Open Subtitles | -مشاكل تقنية مع الكاميرا |
| Bu aralar boş zamanın olduğu için bana Kamerayla yardım edebilirsin. | Open Subtitles | ،لديك حصة فارغة وأنتِ تستطيعين مساعدتي مع الكاميرا |
| Kamerayla girmemize izin vermezlerse diye. | Open Subtitles | في حال لم نتمكن من الدخول الى هناك مع الكاميرا |
| Peter bana insanların kameraya konuştuğu bir işyeri komedisi yap düşündüm ki... | Open Subtitles | عندما أخبرني بيتر أن أنشئ مسلسل كوميدي حيث يتكلم الناس مع الكاميرا إعتقدتُ... |