| Ama benim en sevdiğim istatistik şuydu, 250 katılımcıdan 100'ü anahtarlarını geri istemedi. | TED | لكن افضل احصائية بالنسبة لي هي ان 100 من ال 250 شخصا المشاركين لم يريدوا استرجاع مفاتيحهم. |
| Onlara fiş verip, anahtarlarını alın ve arabalarını park edin. | Open Subtitles | أعطياهم تذاكر, خذا مفاتيحهم واركنا السيارات في آخر الشارع |
| Hiç gelmediler. Gelseler de anahtarlarını karıştırdıklarını düşünürler. | Open Subtitles | لا يأتون أبداً، وإن أتوا، يحسبون أنهم خلطوا مفاتيحهم |
| En gelişmiş güvenlik önlemleri bile,... insanlar anahtarlarını ortalığa bırakıyorsa, geçersiz kalır. | Open Subtitles | حتى التدابير الأمنية المتقدمة ،لا جدوى منها عندما يترك الناس مفاتيحهم مرمية في الأرجاء |
| Birçok insan arkadaşlarıyla anahtarlarını değiş tokuş ederler. | Open Subtitles | كثير من الناس يتبادلون مفاتيحهم مع اصدقائهم |
| İnsanlar anahtarlarını arabanın içinde unuttuklarında veya bileklerini burktuklarında genelde, önemli bir şeyin onları rahatsız ettiğinin belirtilerini gösterirler. | Open Subtitles | اتعلمين، عادة ما ينسى الناس مفاتيحهم في السيارة او يخلع كاحلهم وغالباً ما يشير ذلك إلى ان شيء ما يضايقهم. |
| Bazen insanlar üzerlerine kahve dökünce veya İnternet çalışmayınca ya da anahtarlarını kaybedince kazara oldu zannederler. | Open Subtitles | كما ترى أحياناً عندما يسكب الناس قهوتهم أو ينقطع عنهم الأنترنيت أو يضيعوا مفاتيحهم, يظنون أن ذلك من الحظ |
| Kahretsin. Eskiden anahtarlarını buraya saklarlardı. | Open Subtitles | سحقًا، اعتادوا أن يخبّئوا مفاتيحهم هناك. |
| İçlerinden herhangi bir tanesi gelip anahtarlarını sordu mu? | Open Subtitles | لم يسألك أحدًا منهم قط إذ كنت وجدت مفاتيحهم ؟ |
| Onların anahtarlarını çalıyorlar ve evlerine giriyorlar. | Open Subtitles | يسرقان مفاتيحهم ويقتحمون منازلهم. |