| Ne yapacağımızı biliyor musun? Bunu küçük sürpriz bir parti gibi yapacağız. | Open Subtitles | سنقوم بجعل ذلك يبدوا وكأنه حفلة مفاجئةٍ صغيرة |
| Bu yastığı, sürpriz Noel hediyen olarak paketlemekle meşgulken, neden sana ne yaptığımı söyleyeyim ki? | Open Subtitles | فلماذا عليّ أن أخبرك بما أفعل عندما أقوم... أقوم بتلبيس هذه الوسادة... لأقدمها كهديةٍ مفاجئةٍ للكريسماس؟ |
| Ne hoş bir sürpriz. | Open Subtitles | يالها من مفاجئةٍ سارة |
| Adam. Bu ne güzel sürpriz. | Open Subtitles | (سنكلير)، (أدام) يا لها من مفاجئةٍ جميلة |
| Bu ne güzel sürpriz! | Open Subtitles | ماري" يالها من مفاجئةٍ رائعة" |
| Bu ne güzel sürpriz! | Open Subtitles | يالها من مفاجئةٍ! |
| Brooke! Bu ne hoş sürpriz. | Open Subtitles | (بروك)، يا لها من مفاجئةٍ لطيفة. |
| Lyndsey, Bu ne sürpriz! | Open Subtitles | (ليندزي)، يا لها من مفاجئةٍ! |