"مفترض" - Translation from Arabic to Turkish

    • gerekiyordu
        
    • gereken
        
    • gerektiği
        
    • güya
        
    • gerekir
        
    • gerekirdi
        
    • gerektiğini
        
    • olmalıydı
        
    • gerekiyormuş
        
    - Pete, müşteriyi senin getirmen benim de çalışmak için sana yalvarmam gerekiyordu. Open Subtitles أعتقد أنك مفترض منك أن تحضر حساباً وانا يفترض مني أن أعمل عليه
    Jenny'nin bu gölete asla gelmemesi gerekiyordu. Open Subtitles من مفترض أن جيني لا تقترب أبدا من هذه البركة
    Bu gemideki dış kauğun sert olması gerekiyordu Open Subtitles الهياكل على هذه السفينة مفترض بانها حصينة
    Noah, mesele şu ki iyi adam olması gereken sendin. Open Subtitles نوا.. الأمر هو أنه.. كان مفترض أن تكون رجلًا رائعًا
    Bilmiyorum. Dün gece gelmesi gerektiği halde gelmedi. Open Subtitles لست أدرى, هو لم يظهر كما كان مفترض أن يفعل ليلة أمس
    Saat 24 ile 06 arası uçakların mahalle üzerinden kalkış yapmasına güya sınırlama getirilmişti. Open Subtitles مفترض أن يجري إنطلاق صارم عبر المنطقة ما بين ما بين الساعة 12 و 6 صباحاً لكنني كنت أسمع محركت نفاثة
    Olay yerinde bir şey bulursan birine haber vermen gerekir. Open Subtitles إذا وجدت شيئاً في مسرح الجريمة مفترض أن تبلغ أحداً
    Ailenin bakımını üstlenmen gerekirdi. Ben ailemin bakımını üstlendim! Open Subtitles أنت مفترض أن تعتني بعائلتك لقد اعتنيت بعائلتي
    Bu gece partiye gitmem gerekiyordu ama babam beni ev bakıcısı yapıyor. Open Subtitles أنا مفترض ان أذهب إلى هذه الحفلة الليلة، لكن ابى يجعلنى جليسة منزل
    Jim'in onu kurtarması gerekiyordu. Open Subtitles كان مفترض أن ينقذه جيــم يحلّه، يحــله من الفم.
    Jim'in onu kurtarması, çözmesi ve suni tenefüs yapması gerekiyordu. Open Subtitles كان مفترض أن ينقذه جيــم يحلّه،يحــله من الفم.
    Burada ne işi vardı bilmem, görevde olması gerekiyordu. Open Subtitles أتسائل ما كان يفعل هنا كان مفترض أنه خارج العمل
    Navigator'a sekiz kişinin rahat sığması gerekiyordu... Open Subtitles أعرف بأنّهم يقولون الملاح مفترض لإجلاس ثمانية أشخاص بارتياح
    Iyi ve kötü arasındaki Herhangi bir vardiya zaman içinde doğal olarak gerçekleşmesi gerekiyordu. Open Subtitles أي إختلال بين الخير و الشر مفترض أن يحدث طبيعياً مع مرور الزمن
    Ben bu adamlar şeytanlar olması gerekiyordu sanıyordum. Open Subtitles . ظننت أن هؤلاء الأشخاص مفترض أن يكونوا مشعوذين
    Bir uyuşturucu bağımlısının onu seven babası olarak... yapılması gereken herşeyi yaptım. Open Subtitles فعلت كل مايمكن أن يفعله أبٌ محب لإبنةٍ تدمن المخدرات كل ماهو مفترض أن أفعله..
    İnsanları anlaması gereken biriyle konuşuyorum ama cevap veremiyorum. Open Subtitles انت تعلم, انت شخص مفترض انك تفهم الناس, أنت بطىء جداً فى الفهم.
    Mükemmel göğüslerinin olması gerektiği gibi hareket etmediğini anlamak için nabzını kontrol etmem gerekirdi. Open Subtitles لست بحاجة أن تفحص نبضها لتلاحظ أنها لا تتنفس يكفي أن تنظر إلى صدرها الذي لا يتحرك كما هو مفترض لتعرف أنها ماتت
    Soruyu giriyoruz o da yapması gerektiği gibi cevabı veriyor. Open Subtitles لقد ادخلنا السؤال ثم اعطانا الجواب كما لو كان مفترض عليه
    Şirketim güya testisleri küçültmeyen yeni bir steroid test ediyor ve işe son gelen ölçüm yapmak zorunda kalıyor. Open Subtitles شركتي تختبر سترويد جديد مفترض أن لا يقلل حجم الخصيات وأخر من يصل سيقوم بالقياس
    Hayat deneyimi olan biri gibi hareket etmem gerekir, ama itiraf etmeliyim ki... birden, liseli bir genç gibi heyecanlandım. Open Subtitles مفترض أن أكون رجل العالم لكن فجأة أنا يجب أن أعترف أنني أشعر مثل صبي المدسة النزعج
    bazen ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Open Subtitles أحيانا، أنا لا أعرف الذي أنا مفترض لأعمل.
    Şu anda onun nöbeti olmalıydı ama yapması gereken şeyi yapmak yerine o dışarıda seninle birlikte. Open Subtitles من المفترض أن تكون مناوبتها الآن، لكن عوضاً عن فعل ما هو مفترض عليها، إنّها هنا معك.
    Koneff Beton'un o tüneli betonla doldurması ve payandalarla güçlendirmesi gerekiyormuş. Open Subtitles كان مفترض للشركة أن تملأه بالخرسان وتسلحه بالقضبان الخرسانية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more