| 20 yılımı açlık sınırında olan Afrikalı çiftçilerle röportaj yaparak harcadım. | TED | لقد قضيت 20 عاما في مقابلات مع مزارعين أفريقيين كانوا على حافة المجاعة. |
| Muhabirler olarak biz araştırırız, röportaj yaparız | TED | فنحن كمحريين ، نبحث ، نتحري ونعقد مقابلات. |
| Böylece iki sene boyunca, hükümlü teröristlerle, cihatçılarla ve eski aşırıcılarla görüşme yaptım. | TED | لذلك قضيت السنتين التاليتين في إجراء مقابلات مع إرهابيين مدانين، المجاهدين والمتطرفين السابقين. |
| - Ayrıca bazı röportajlar da ayarladık... arkadaşlarınla,ailen ve annenle. | Open Subtitles | عظيم لدينا أيضا عدة مقابلات مع أصدقائك، عائلتك و أمك |
| Eski ordu yetkilileriyle, eski pilotlarla hatta silahları geliştiren ve bu konuda yardımcı olan bilim adamlarıyla görüşmeler yaptım. | Open Subtitles | لدي المسؤولين السابقين في الجيش والطيارين وأجرت مقابلات مع عدد قليل من العلماء، الذين كانوا نشط في تطوير أسلحة. |
| Bugün, Amarika genelinde, 50 eyaletten, binlerce şehir ve kasabadan 100.000 insan StoryCorp görüşmesi kaydetti. | TED | واليوم فإن أكثر من 100,000 في 50 ولاية وفي آلاف المدن والبلدات في أمريكا قد قام كلهم بتسجيل مقابلات لدى ستوريكربس. |
| Beni okula bırakacak mısın? Bugün dört farklı görüşmem var. | Open Subtitles | حسناً ، لدى أربعة مقابلات شخصية ، ايهم ارتدى ؟ |
| Hala mülakat yapıp, referansları kontrol ediyoruz. | Open Subtitles | مازلنا نجري مقابلات العمل التحقق من مراجعهم |
| - Doktor görüşmeleri, Lamaze dersleri, evde bebek denemeleri. - Evlendikten sonra hepsini yapabiliriz. | Open Subtitles | سأكون معك في مقابلات الدكتور و دروس تعليم الحوامل، و في الأعتناء بتغذيتك و بصحة الطفل |
| Tüm ulusal haber kanalllarına ve gazetelere röportaj veriyordum, inanılmazdı. | TED | وحصلت على مقابلات مع جميع هذه المنافذ الإخبارية الوطنية والمنافذ الصحفية، كان مذهلاً. |
| Bu sanayinin içindeki onlarca kişiyle röportaj yaptık ve onlara yönetmenler hakkında soru sorduk. | TED | أجرينا مقابلات مع العشرات من العاملين في الصناعة وسألناهم عن المخرجين. |
| Parti bitene dek üç röportaj daha var. | Open Subtitles | لدي ثلاث مقابلات أخرى لأجريها قبل انتهاء الحفل |
| En iyi iki tercihimle tekrar görüşme yaptım, sanırım bir karar verdim. | Open Subtitles | رائع أنا اعيد مقابلات اثنين لــ اختياراتي العليا وأعتقد اني اتخذت القرار |
| Araştırmaya katıldıklarında, bu gençlerin hepsiyle görüşme yapıldı. | TED | عند انخراطهم في هذه الدراسة أجريت مقابلات مع كل من هؤلاء المراهقين. |
| - Ayrıca bazı röportajlar da ayarladık... arkadaşlarınla,ailen ve annenle. | Open Subtitles | عظيم لدينا أيضا عدة مقابلات مع أصدقائك، عائلتك و أمك |
| Bireysel görüşmeler yapmak istiyorum, o yüzden siz benimle gelin, siz ikiniz burada kalın. | Open Subtitles | أودّ إجراء مقابلات فردية ، أنتِ بإمكانك القدوم معي ، أنتن إبقين هنا |
| Bugün iş görüşmesi yapmıyorum. Büyük bir salgın var. | Open Subtitles | لا مقابلات اليوم، لا أعرف إن كنت سمعت لكن هناك وباء منتشر |
| Susan Ross Bursu için liselilerle görüşmem var. | Open Subtitles | سأجري مقابلات مع الطلاب لمنحة سوزان روس الدراسية. |
| Bu iş için ilan verip mülakat yapamam ya... | Open Subtitles | لا يمكنني تحمّل مقابلات عمل من أجل هذا الأمر. |
| Sanırım sen görüşmeleri yapmadan sana gitarı vermemesi gerektiğini fark etti. | Open Subtitles | أعتقد بأنه أدرك أن عليه غالباً ألا يعيده إليك حتى ما بعد مقابلات التوظيف |
| İlk görüşmeye gelenler arasında en az konuşanı işe almıştım. | Open Subtitles | عيّنت أقل رجل يثرثر أثناء مقابلات العمل. |
| Pekala. Ama iş görüşmelerine devam edeceksin. | Open Subtitles | ولكن سوف تقوم بعمل مقابلات لوظائف أخرى ؟ |
| Veda yemekleri görev teslimini röportajları, belki heykelini. | Open Subtitles | مناسبات عشاء جميلة أخلاص مقابلات ربما تمثال |
| Bir evlatlık görüşmesine daha gideni siksinler. | Open Subtitles | أتعلمين شيئاً؟ وتبآ لي, لست ذاهباً لأي من مقابلات التبني, حظاً سعيداً |
| Asistanlığım için mülakata geldiler. | Open Subtitles | أنا أجري مقابلات لاختيار المساعدة الجديدة |
| Çok sayıda insanın, apaçık soruların ve ölçülebilir cevapların olduğu anketlere alınması yerine araştırmacılar bireysel görüşmelerle, bazen küçük gruplarla, kişilerin daha açık tartışmalara dahil edildikleri mülakatlar yürüttüler. | TED | بدلا من أخد تصويت عدد كبير من الناس مع أسئلة واضحة وإجابات قابلة للقياس الكمي، أجرى الباحثان مقابلات شخصية، أحيانا في مجموعات صغيرة، مع إشراكهم في مناقشات أكثر انفتاحا. |
| Sen pek çok ropörtaj yaptın. Onlar yereldi. | Open Subtitles | تلك مقابلات محلية وهذه "نيويورك ديسباتش" |