| Bizde taklit bulunmaz. | Open Subtitles | مجوهراتنا حقيقية نحن لا نملك جواهر مقلدة |
| İsyanlar, taklit cinayetler, linçler, kıyımlar. | Open Subtitles | شغب, جرائم قتل مقلدة لها, إعدامات بلا محاكمة, مذابح. |
| Önce çalınıp, sonra da iade edilen incilerin daha önce çalınanların yerine koyulan sahte inciler olduğunu anladım. | Open Subtitles | اكتشفت ان الجواهر التى عثرنا عليها كانت مقلدة تم استبدالها بالحقيقية |
| - Bana kurşunun sahte olduğunu, güvenli olduğunu söylemişti. Eğitim kurşunları. | Open Subtitles | أخبرني أن الذخيرة آمنة طلقات مقلدة للتدريبات |
| Her neyse bunun çakma olmadığını söyledi. | Open Subtitles | على أية حال يقول أن الخاتم ليس نسخة مقلدة |
| - Demek ki çok zekice hazırlanmış bir kopya cinayet. - Not, son 48 saat içinde yazılmış. | Open Subtitles | إذا لا بد أنها نسخة مقلدة بمهارة شديدة الملحوظة كتبت فى الـ48 ساعة الأخيرة |
| Silik biri olmadığını kanıtla. | Open Subtitles | أثبتِ أنكِ لستِ مجرد مقلدة |
| - Cüce işi taklit mallardan değil. | Open Subtitles | ما من أغراض مقلدة لمنتوجاتكم أيها الأقزام، بصدق |
| Bu sesler taklit edilebilir! | Open Subtitles | تلك الاصوات من الممكن أن تكون مقلدة |
| ucuz bir taklit. Annie Hall'ın kötü bir versiyonu. | Open Subtitles | تزييف رخيص, اغنية سيئة مقلدة من "اننى هال". |
| Bu bir taklit değil. Bu o. | Open Subtitles | هذه ليست مقلدة ,هذه الأصلية |
| Ama hepsi taklit. | Open Subtitles | على أية حال فكلها كانت مقلدة |
| Aptal çocuk sadece taklit demiştim.. | Open Subtitles | الصبي سخيفة مقلدة فقط, هذا كل شيء! |
| sahte şeyler yapmak moda Mekke'sinin nihai amacı mı? | Open Subtitles | هل صناعة بضائع مقلدة هو الحلم الأمثل في صناعة الملابس؟ |
| Paris'teki sahte spor ayakkabıların, Batı Afrika'daki sahte sigaraların veya ABD'deki korsan müziğin hepsi silah ve cephane ya da patlayıcı malzemeleri satın alan eğitim kamplarının masraflarını karşılamak için kullanılıyor. | TED | أحذية رياضة مقلدة في شوارع باريس، سجائر مزيفة في غرب افريقيا، وقرصنة أقراص الموسيقا في الولايات المتحدة جميعها تذهب لتمويل معسكرات تدريب ارهابية، شراء الأسلحة والذخيرة، ومكونات المتفجرات. |
| sahte çıkarma gemilerin ve yoğun bir telsiz trafiğin olacak. | Open Subtitles | تجمعات قوات وهمية ... هبوط طائرات وهمية محطات إذاعية مقلدة ... |
| sahte bagajlar, imitasyon mücevherler, "Makin-tuş" bilgisayarlar. | Open Subtitles | حقائب سفر مزيفة, جواهر مقلدة أجهزة حاسبات "ماكنتوش" |
| Yatak odasının penceresinden, çakma el çantaları satıyor. | Open Subtitles | التي تبيع حقائب يد مقلدة من نافذة غرفتها |
| Çocukların küçüklüklerinden kalan çakma bir Stride Ride kutusu olacaktı. | Open Subtitles | إنه صندوق أحذية أطفال مقلدة موجود منذ كنتم صغار |
| - Demek ki çok zekice hazırlanmış bir kopya cinayet. - Not, son 48 saat içinde yazılmış. | Open Subtitles | إذا لا بد أنها نسخة مقلدة بمهارة شديدة الملحوظة كتبت فى الـ48 ساعة الأخيرة |
| Silik biri olmadığını kanıtla. | Open Subtitles | مرحباً! برهني أنكِ لست مجرد مقلدة |
| Ve Sizzler's, Black Angus'un daha ucuz bir çakması. | Open Subtitles | "الأمر مثل أن "سيزلرز" نسخة مقلدة من "بلاك آنجس |
| Yani bizi bir pusudan kurtarmak, ucuz bir motel guguklu saatinin yeteneğine kaldı. | Open Subtitles | إذاً دخولنا إلى كمين أو لا يعتمد على جودة صنع ساعة وقواق مقلدة في فندق. |