| Daha önce berbat oynamış takımlar görmüştüm ama, bu kadar berbat oynayanı yoktu. | Open Subtitles | رأيت قبلهم فريق مقيت ، لكن هؤلاء كانوا أمقت وأوضع المقيتين الذي واجهناهم |
| berbat bir his olduğunu biliyorum ama sandalyeye kadar gitmen gerekiyor. | Open Subtitles | حسناً أعرف أن هذا مقيت لكننا سنجلسك هلى هذا الكرسي، اتفقنا؟ |
| Beni fena bir holografik şekilde görüyorsanız kesin ölmüşümdür ki benim için cidden berbat bir durum. | Open Subtitles | إذا كنتم ترونني على هذه الهيئة الثلاثية الأبعاد هذا يعني انني ميت وهو امر مقيت بالنسبة لي |
| Kestirecek iğrenç bir yer arıyordum ve senin evinin kapısı kilitliydi. | Open Subtitles | كنت ابحث عن مكان مقيت للنوم فيه لكن المنزل كان مغلق |
| Tehlikeli olması bir yana... kesinlikle nahoş bir şey. | Open Subtitles | قد يكون في ذلك شيئ من الخطر. انة شيء مقيت جدا. |
| Oh, seni sikik. | Open Subtitles | أوه ، كنت مقيت. |
| Elimin izleriyle yaptığım hindi. Ne pislik bir herifmiş. | Open Subtitles | وطبعة كفّي التي صنعتها بدم ديك روميّ، يا له من مقيت! |
| Veya bu işi benim yerime birisi yaparsa ki berbat olur, çünkü onu öldürmenin hazzını almak istiyorum. | Open Subtitles | أو ان اجعل أحداً ما يقوم بذلك من أجلي وهو امر مقيت, لأنني اريد ان احضى بالرضا عن فعل ذلك بنفسي, اتفهمني؟ |
| Beni fena bir holografik şekilde görüyorsanız kesin ölmüşümdür ki benim için cidden berbat bir durum. | Open Subtitles | إذا كنتم ترونني على هذه الهيئة الثلاثية الأبعاد هذا يعني انني ميت وهو امر مقيت بالنسبة لي |
| Aşk hala var ama fiziksel evreye geçemiyor gibiyiz ki bu da berbat bir durum çünkü bana belli bir özgürlük tanıyor. | Open Subtitles | أقصد, لا يزال الحب موجوداً لكن لم نعد بعد إلى المرحلة الجسدية وهو امر مقيت, لكنه يمنحني بعض الحرية |
| Bu berbat bir durumdur ve bazen acısı bir süre geçmez. | Open Subtitles | الأمر مقيت , و أحياناً قد تسوء الأمور لفترة |
| berbat bir gün geçirdim. - Uykuya dalabilir miyim? | Open Subtitles | لقد مررت بيوم مقيت أبوسعي الخلود للنوم فحسب؟ |
| Seni anlamıyor değilim. Korkmak berbat bir şeydir. | Open Subtitles | ليس وكأنّي لا أشعر بالخوف، الشعور بالخوف مقيت. |
| Biliyorum. Bu berbat bir şey, ama biz şansımızı denedik. | Open Subtitles | أعلم إنهُ مقيت لكنا أعطيناها فرصة |
| berbat olan kısmı aslında her zaman senin her şeyin olabilmeyi istemiş olmamdı. | Open Subtitles | ... لكن ماهو حقا مقيت اني لطالما كنت اريد ان اكون كل شئ بالنسبة اليك |
| Ama seninle birlikte yaptığımda daha az berbat oluyor. | Open Subtitles | ولكنهُ مقيت أقل عندما أفعلهُ معكِ |
| Ne berbat bir durum. | Open Subtitles | والد الطّفل بقتلها عجبًا، ذلك مقيت. |
| İğrenç bir kâfir olarak Majestelerinin sadakat ve sevgi konularının arasına düpedüz halkı isyan ettirecek ve nifak tohumları ekecek şeyler yerleştirdi. | Open Subtitles | كونه زنديق مقيت لقد قام بتنظيم تام بزرع فتنة مشتركة |
| O zavallı insanlara yaptıklarınız, nahoş, bir bakıma da acımasız ama bunu asil bir amaç uğruna yapıyorsunuz. | Open Subtitles | لربما أمر مقيت ما تفعلانه لهذان المسكينان وقاسٍ أيضاً، لكنكما تفعلانه لهدف نبيل |
| Yolun sonu, sikik. | Open Subtitles | نهاية الطريق، مقيت. |
| Ne pislik bir herifmiş. | Open Subtitles | وطبعة كفّي التي صنعتها بدم ديك روميّ، يا له من مقيت! |
| - Vatanseverler berbattır. | Open Subtitles | -برنامج باتريوت مقيت |
| Bana da. Bana da. ve bu çok kötü bir şey. | Open Subtitles | ــ وأنا أيضاً ــ وأنا كذلك، وهذا مقيت لأننا أناس صالحون من الجنون أنهم قلقون بشأن سرقتنا لبعض الأشياء |
| Berbatsın, Higbe! Sadece yürüyor. | Open Subtitles | انت مقيت "بيت " هذا يساعد |