| Vizsla bir asker, tıpkı her asker gibi, onura bağlı. | Open Subtitles | فيسلا جندي , ومثل كل جندي , انه مقيد بالشرف |
| İyi bir yem olmadan tam anlamıyla benden gözümü kapamamı elim kolum bağlı tek ayak üzerinde durmamı umuyorsun. | Open Subtitles | وبدون طعم لائقة، انتى حرفيا تطلبين بان أن أقوم بهذا معصوبا العينين و مقيد الايدى قافزا على قدم واحدة |
| Bak, bağlıyım ve beni o herif bağladı ama şimdi şu binada ve o, boktan şeylerle uğraşırken, biz işimizi görebiliriz. | Open Subtitles | انني مقيد هنا وهو داخل المبنى، انه مجنون كلياً وانا يجب ان أذهب من هنا |
| Karanlık bir oda, birkaç insan ve sandalyeye bağlanmış birini gördüm. | Open Subtitles | ، رأيت غرفة مظلمة ، بعض الناس و شاب مقيد بالكرسي |
| Deli bir adamın ahırında bir grup Unas ile zincirlenmiş durumdayım. | Open Subtitles | أنا مقيد في حظيرة مجنون مَع مجموعة من الأوناس. |
| İkinci sezonun sonunda seni kelepçeli olarak gördük ve hiç iyi gözükmüyordun. | Open Subtitles | بنهاية الموسم الثاني نراك مقيد بالأصفاد و لا تبدو بخير |
| Bu kadar ağır olduğunu bilsem seni orada Zincirli bırakırdım. | Open Subtitles | لو أنني أعلم أنك ثقيل هكذا لتركتك مقيد بالسلاسل |
| Denizin dibinde demirle bağlı bir sandık var. Orada yıldız şeklinde bir anahtar bulacaksın. | Open Subtitles | فى أسفل البحر هناك صندوق مقيد فى حديد هناك بداخله مفتاح على شكل نجمة |
| Onun bağlı olduğu tekerlekten kurtulabileceğini düşünüyormusun? | Open Subtitles | تعتقدين هو سيبقى حيا وهو مقيد الى تلك العجله؟ |
| Şimdi elim kolum bağlı ve herkes benden para dileniyor. | Open Subtitles | الآن أنا مقيد من رأسي لقدمي والكل يطلب مني |
| Jerry şu anda şehrin bir yerinde bir sandalyeye bağlı vaziyette. | Open Subtitles | و الان , جيرى مقيد إلى مقعد فى مكان ما بوسط المدينة |
| Elim kolum bağlı, kalemim kırılmış ve ben beş yıl hiçbir şey yapmadan evde oturmayacağım! | Open Subtitles | لن ألبث في الوطن مقيد و مكمما لخمسة أعوام لا أستطيع فعل شيء والجحيم لنا ماذا نفعل؟ |
| Göbeğimden Sam Gold'a bağlıyım. Kara Büyücü! | Open Subtitles | انه نفس الذهب الذى اجد نفسى مقيد به السيد الساحر الأسود |
| - Dostlar arasındasın. - O halde neden sandalyeye bağlıyım? | Open Subtitles | انت مع اصدقاء لماذا انا مقيد الى الكرسي؟ |
| Baş aşağı bağlanmış, kafanız kesilmiş halde bulunursunuz. | Open Subtitles | شخص ما سيجدك ذات يوم ربما مقيد هنا وراسك مقطوعة |
| Bilgisayar bir inceleme programına bağlanmış durumda. | Open Subtitles | لدينا مشكلة، الكمبيوتر مقيد بنوع ما من أنظمة الفحص الشامل |
| Büyük mavi çölleri sadece zincirlenmiş, alevsiz bir cehennemdir. | Open Subtitles | صحرائهم الزرقاء العظيمة فقط مجرد جحيم مقيد بدون نيران. |
| Dağın başında, elleri kelepçeli olarak ...adamın birine esir düşmüşken... pit bull'dan da manyak,ağzından salyalar akan bir adama. | Open Subtitles | أنت مقيد بمقطورة وسط المجهول محتجز من قبل رجلٍ أكثر جنوناً من ثور هائج بحضيرة |
| Bu kadar ağır olduğunu bilsem seni orada Zincirli bırakırdım. | Open Subtitles | لو أنني أعلم أنك ثقيل هكذا لتركتك مقيد بالسلاسل |
| Orada toplanma ve gösteri yapma hakkı sınırlı. | TED | كما أن الحق في التجمع والتظاهر مقيد هناك. |
| 45 numara ayaklı olan bağlandı, kaçışını ayarladı, kendini kaçıranı bir kaç kez bıçakladı mı? | Open Subtitles | رجل مقيد بقياس حذاء 11، حاول الفرار، فطعن خاطفه عدة مرات؟ |
| Bir numaralı kafa bandı alnımda. Kendi samuray kanunlarına bağlısın. | Open Subtitles | ربطة الرءس رقم 1 مربوطه على رأسي وانت مقيد بقوانين الساموراي |
| Parmağımı bile oynatamıyorum. Bir domuz gibi bağlandım kaldım burada. | Open Subtitles | لا يمكنني تحريك اصبعي أنا مقيد هنا كما لو كنت خنزيراً |
| Tutsak, bağlı ve çifte zincire vurulmuş. | Open Subtitles | أسير ، مقيد ، ويداى مقيدتان |
| bağlıyken istediğin daha kolay olur. | Open Subtitles | الأمر سهل عندما يكون الشاب مقيد |
| Bu çılgınlık, kelepçeliyim! | Open Subtitles | هذا جنون أنا مقيد |
| Bize getirdiğiniz bu dilenci de kim bir suçlu gibi zincire vurulmuş? | Open Subtitles | من هذا البائس الذي احضرته لنا؟ مقيد بالسلاسل مثل المذنبين |
| Elimden geldiği kadar yardım ederim, fakat elinizdeki bilgilere sınırsız erişim istiyorum | Open Subtitles | ،سأساعد بكل الطرق الممكنة لكني أريد وصولاً غير مقيد إلى كل بياناتك |