"مكان عمل" - Translation from Arabic to Turkish

• bir iş yeri
• çalıştığı yer
• iş yerinde
• nerede çalıştığını
• iş yerine
• bir işyeri
• çalışma alanı
• çalıştığı yeri
• çalıştığı yere
• çalıştığı yerde
• iş yerleri

Buranın bir iş yeri olduğunu unutmayalım arkadaşlar, oldu mu?
لنبقي في عقولنا أن هذا مكان عمل أيها القوم حسناً؟

Sana buranın bir iş yeri olduğunu söylemiştim, burası özel hattın değil.
كم مرة علي إخباركم , ان هذا المكان مكان عمل وليس مكان للدردشة

Hayır, First Independent Boston. Kerrigan'ın çalıştığı yer orası. Haydi.
لا, بنك (بوسطن المستقل الأول) ذلك هو مكان عمل (كيرقن)

Üçüncü olarak, USC Hukuk Fakültesi'nde, son derece destekleyici bir iş yerinde çalışıyorum.
و ثالثاً أعمل في مكان عمل داعم في كلية الحقوق في جنوب كالفورنيا

Pekâlâ, herifin nerede çalıştığını biliyoruz.
حسناً نعرف مكان عمل هذا الرجل

Öyle kafana esince bir iş yerine bebek getiremezsin AnnaBeth çünkü birilerine muhtaçlar, gürültülüler ve çok fazla emek isterler tamam mı?
لا يمكنك احضار طفل الى مكان عمل انابيث لانهم يحتاجوا للمساعده و كثيرى الضجه

Burası bir işyeri ve işim var.
أخرج من هنا يا رجل هذا مكان عمل ولدي عمل لأنجزه

- Orası bir çalışma alanı.
-لا، لا يمكنك استخدامه -أسحب كلامي، إنه مكان عمل

Başta inanmak istemedim ama biz Bruno'nun çalıştığı yeri görünce...
لم أرغب بتصديق ذلك في البداية لكن عندما اكتشفنا مكان عمل (برونو)

Arkadaş olarak konuşmuyorum, meslek icabı konuşuyorum, çünkü burası bir iş yeri.
اجتماعيا مقاطعتكم، بس اكلمكم عمليا لان هذا مكان عمل

Ben para filan almadım, ve burası bir iş yeri, kalacak yer değil, bu cürüme girer.
لم آخذ أية نقود و هذا مكان عمل و ليس منزلا لذا فهذه جنحة

Kahve büfesi güzel olmuş ama buranın bir iş yeri olduğunu unutma.
مكان القهوة مقبول لكن تذكري أن هذا مكان عمل

Yüksek sesle tekrar söyle. Burası bir iş yeri.
حسناً، افعليها مرة أخرى بشكل أفضل هذا مكان عمل

Fakat orası çocuğun çalıştığı yer değil-- sanırım Malko'nun paravan yeri.
لكنّه ليس مكان عمل الطّفل... بل واجهة "مالكو".

Orası babasının çalıştığı yer.
-ما الذي كانت تفعله هناك؟ -إنّه مكان عمل والدها .

Hıristiyan bir toplumda dininizi açıkça ve adınızın çıkmasını göze alarak iş yerinde yaşayabileceğinizi söylerseniz, bu baskıyı arttırma riskine girersiniz.
و عندما تقولين لمجتمع مسيحي أنه لا بأس به في البدء بالإحتفال بدينكم بصراحة و بشكل عام في مكان عمل

Artık Paul'un nerede çalıştığını öğrenme vakti geldi.
ربما هذا الوقت المناسب (لنفحص مكان عمل (بول

Düşünsenize, çocuğunu iş yerine getiriyordu.
تخيل , ان تحضر طفلك في اول مكان عمل لك

Tamam, satış yap ama, unutmaki burası bir işyeri.
لا بأس أن تقومي ببيع أشيائك, سو, لكن تذكري هنا مكان عمل

- O zaman neden "çalışma alanı" yazdın?
-إن لم يكن هناك فرق فلماذا كتبت "مكان عمل"؟

- Biz Bruno'nun çalıştığı yeri...
-عندما اكتشفنا مكان عمل (برونو ) -من تقصد بـ"نحن "

Müdür bana bir saatlik yemek molası verdi, ben de "karının çalıştığı yere uğrasana" diye düşündüm.
مديري اعطاني ساعة راحة للغداء وظننت ، لما لأ اأتي لزيارة مكان عمل زوجتي

Sence bu ucuz bir numara değil mi, kampanyan için fotoğraf çekimini Martha Kent'in çalıştığı yerde yapıyorsun ya?
ألاّ تجد ذلك خبيثاً، أن تقوم بالتصوير للحملة في مكان عمل (مارثا كنت) ؟

Forbes'un çeşitlilikte en iyi iş yerleri yüzde 24 daha fazla gelir artışına sahip
مجلة فوربس هي أفضل مكان عمل للتنوع العرقي تتمتع بإرادات أعلى بنسبة 24%