| Jerry, ofisime girip, çalışmamı çalmışsın. | Open Subtitles | جيري، دَخلتَ مكتبَي وأنت سَرقتَ عملَي. |
| Ama ofisime gidince bu yok oldu. | Open Subtitles | لكن ذلك المُختَفى عندما وَصلتُ مكتبَي |
| ofisime geldiğin gün zayıf değildin. | Open Subtitles | أنت لم تكن ضعيفَا يومَ دَخلتَ مكتبَي |
| Bu adam, amcan öldüğünden beri ofisimi arayıp rahatsız ediyor. | Open Subtitles | هذا الرجلِ يُضايقُ مكتبَي . منذ أن ماتَ عمَّكَ . أَرى هذا دائماً |
| Benim ofisimi kapatmanı ve ona ihtiyacı olan parayı vermeni istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُك أَنْ تَغْلقَ مكتبَي ويَدْفعُها الذي تَحتاجُ. |
| Eğer bizden istediğiniz bir şey varsa, ofisimi aramalısınız. | Open Subtitles | إذا تُريدُ شيءاً منّا، تَدْعو مكتبَي. |
| Buranın benim ofisim olduğundan fazlasıyla eminim. | Open Subtitles | أَنا متأكّدُ جداً ان هذا يجب ان يَكُونَ مكتبَي |
| Hadi ofisime geçelim. | Open Subtitles | دعونا نَدْخلُ مكتبَي الآن. |
| ofisime geçelim... | Open Subtitles | إدخلْ مكتبَي ... |
| Wills, ofisimi kontrol et. | Open Subtitles | وليز، يُدقّقُ مكتبَي. (ناس يُدردشونَ) |
| Ona benim ofisimi ver. Bunu yapmak istiyor musun? | Open Subtitles | أعطِه مكتبَي - أنت راغب بذلك؟ |
| Bana bir yer verin, müvekkillerimle burada görüşürüm, ama ofisim açık kalır. | Open Subtitles | تعطيني مكتب أنا سَأُقابلُ الزبائنَ هنا لكن مكتبَي يَبْقى مفتوحاً |
| Orası benim ofisim değil. | Open Subtitles | هو لَيسَ مكتبَي. |