| Ve dahası, aziz şehrimizin orta yerinde, ...Polonyalı bir Postahane kondurdular - ...olmasa da olur tarzından bir hediye. | Open Subtitles | وبقلب مدينتنا القديمة العزيزة لقد حشروا بين أضلعنا مكتب بريد بولندي... وهي هدية يمكننا الحياة من دونها |
| Burada bir postane var, bir tane de Meydan'da var. | Open Subtitles | يوجد هنا مكتب بريد و هناك مكتب آخر عند الميدان |
| Son paketi gönderildiği Midtown postanesi'ne kadar izledim. | Open Subtitles | لقد تعقّبت أخر حزمة إلى مكتب بريد وسط المدينة التي أُرسِلَت منه |
| Bazı geceler postanede çalışıyorum. | Open Subtitles | في بعض الليالي اعمل في مكتب بريد |
| Direkt en yakın postaneye gidiyoruz ve hediyeleri bırakıyoruz. | Open Subtitles | نذهب إلى أقرب مكتب بريد ونرمي بالهدايا هناك |
| Eğer düşündüğüm şeyi söylüyorsan, o postaneden daha büyük bir şekilde patlamak üzereyim. | Open Subtitles | إن قصدتي ما أفكر به فأنتِ تقولين أني على وشك تفجير أكثر من مجرد مكتب بريد |
| U.S. posta Ofisi istemeden de olsa şeytanın ulağı oldu. | Open Subtitles | مكتب بريد الولايات المتحدة اصبح بشكل غير متعمد رسول الشر |
| Schaerbeek bölgesinde postaneyi rehin alalı... bir buçuk saatten fazla oldu. | Open Subtitles | لقد مضى ساعة و نصف الأن منذ أن قام فاندام بإحتجاز رهائن في مكتب بريد وسط مدينة سيوشيربيك |
| Unutmayın, Friedrichstrasse Postahanesi. Albert. Çabuk! | Open Subtitles | لا تنسى, مكتب بريد فريدريش ستراس, البرت Schnell! |
| 30'larda Postahane olarak kullanılıyordu. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}.كان مكتب بريد في الثلاثينات |
| Ama, ııı, hangi Postahane? | Open Subtitles | ولكن, أى مكتب بريد ؟ |
| Postahane? | Open Subtitles | مكتب بريد ؟ |
| postane, okul yok. Hepsi tesadüf mü? Polis merkezi de kapandı. | Open Subtitles | لا مكتب بريد أو مدرسة، وبالصدفة، أقفلوا مركز الشرطة |
| postane, okul yok. Hepsi tesadüf mü? Polis merkezi de kapandı. | Open Subtitles | لا مكتب بريد أو مدرسة، وبالصدفة، أقفلوا مركز الشرطة |
| Biraz kraker ve iyi olduğunu pek söyleyemeyeceğim bir şişe şarabı paylaşmak isteyen bir postane müdiresi tanıyor musun acaba? | Open Subtitles | هل تعرفين مُديرة مكتب بريد والتى ستكون مُهتمة بالمشاركة فى بعض البسكويت والجُبن زُجاجِة نبيذ أحمر ليست جيدة ؟ |
| Uçak pistleri var, kantinleri var, sıcak duşları var, postanesi, turist mağazası, sinema salonu olarak kullanılabilen basketbol sahaları var. | TED | كان هنالك مهبط طائرات ومطعم و كان لديهم ماء ساخن للاستحمام و مكتب بريد و متجر للسياح و ملعب كرة سلة، والذي يستخدم كسينما أيضاً |
| Cumartesi öğleden sonraları da Fort Scott postanesi daima kapalıdır. | Open Subtitles | بعد ظهيرة يوم السبت مكتب بريد (فورت سكوت) دائماً مُغلق. |
| Durban'da Mahatma Gandhi postanesi mi? | Open Subtitles | مكتب بريد مهاتما غاندي في دبرن |
| - postanede. | Open Subtitles | قدمت طلب عمل حارس في مكتب بريد |
| Öyle sayılır. postanede çalışıyor. | Open Subtitles | .شئ من هذا القبيل أنه يعمل في مكتب بريد |
| Sonra postanede oturan bir kadın... ve sonra arabasını yıkayan ikinci bir kadın vuruldu. | Open Subtitles | ثم إمرأة كانت تجلس في مكتب بريد * ومن ثم إمرأة ثانية قتلت * بينما تنظيف سيارتها |
| Genel dağıtımla gelen mektupları almak için günde iki defa postaneye gidiyor. | Open Subtitles | إنه يذهب إلى مكتب بريد بورفو مرتين يومياً ليأخذ بريد "تيريك" الذى يصل فى البريد العادى |
| postane damgasından, hangi postaneden yollandığını tespit edebildim. | Open Subtitles | من ختم البريد، كنتُ قادرة على تحديد أيّ مكتب بريد جمع الرسالة. |
| Bazı toplumlarda toplum sağlık merkezi bulamayabilirsiniz, bir posta ofisi, ya da hatta bir okul ama kilise ya da cami bulabilirsiniz. | TED | في بعض المجتمعات، قد لا تجدون مركزًا للصحة العامة، مكتب بريد أو حتى مدرسة، ولكنكم ستجدون كنيسية أو مسجدًا. |
| Daha okuldayken bir postaneyi soymuştu. | Open Subtitles | لقد قام بسرقة مكتب بريد حينما كان بالمدرسة |
| Milwaukee Postahanesi bizi aradı. | Open Subtitles | لدينا اتصال من مكتب بريد ميلووكى |