"مكواة" - Translation from Arabic to Turkish

    • ütü
        
    • maşasını
        
    • saç
        
    • ütüyü
        
    • ütüsü
        
    • Ütümüz
        
    • ütünün
        
    • ütüleri
        
    Elektrikli Ütümüz yoksa komşuya gider hep beraber ütü yapardık. Open Subtitles إن لم يكن لدينا مكواة كهربائية كنّا نذهب إلى الجيران ونكوي سويًا
    Buharlı ütü mü? Çatal bıçak takımı mı? Open Subtitles هل أشتريت مكواة كهربائية ومجموعة كاملة من أدوات المائدة؟
    Yıl dönümümüzde bana ütü aldığın zaman dersini aldığını sanıyordum. Open Subtitles لأنني أظن أنك تعلمت درسك عندما جلبت لي مكواة في عيد زواجنا
    Sor ona... Bu sabah saç maşasını açık bırakmış mı, diye. Open Subtitles اسأليها إن كانت قد نست مكواة الشعرتشتغل هذا الصباح.
    Ne kadar buruşmuş. Neyse ki ütüyü getirdim. Open Subtitles أنظر إلى مدى فوضوية ثيابه حمداً لله أنني أحضرت مكواة السفر
    Benim hatam değildi. Annemin aldığı ucuz saç ütüsü yüzünden. Open Subtitles إنها مكواة الشعر الرخيصة التي إشترتها أمي من الخردواتي
    Eline ütü basılan kişi o değildi. Open Subtitles لم تكن هي مَنْ كانت يدها في مكواة البخار
    Bu bir ütü, bilirsiniz, kıyafetler için, ben ona bir spray mekanizması ekledim, böylece siz en sevdiğiniz kokunuzu koyarsınız, ve kıyafetleriniz hoş kokacaktır, ama umuyorum ütü yapma deneyimi daha eğlenceli bir hal alacaktır. TED هذه مكواة, كما نعلم, للملابس وقد قمت بإضافة آلية الرش إليها, لذا بإمكانك أن تملأ القنينة بعطرك المفضل, وستجعل رائحة ملابسك أفضل, ونأمل أيضا أن تجعل تجربة الكيّ أكثر متعة.
    Kesinlikle ütü değil. Open Subtitles حسنًا، إنّه بالتأكيد ،ليس مكواة
    Delhi'nin varoşlarındaki arkadaşlarınızı ziyaret ederseniz, sokağın diğer tarafinda tezgahta bir adam bulursunuz, sanki 16.yüzyılda dizayn edilmiş gibi görünür, kömür ateşinde çalışan buharlı ütü 18.yüzyılda icat edilmiş olabilir. TED تعلمون، إذا زرتم أصدقاءكم في ضواحي دلهي، على جوانب الطرق ستجدون شخصا مع عربة تبدو كما لو أنها صممت في القرن السادس عشر، يكوي فيها الملابس باستخدام مكواة بخارية تعمل على الفحم والتي ربما كانت قد اخترعت في القرن الثامن عشر.
    Al. Kendine bir ütü alırsın. Open Subtitles هنا اشترٍ مكواة
    Kalbin kaynayana kadar yanarak göğsünde delik açan bir ütü. Open Subtitles مكواة تثقب صدرك , حتي يغلي قلبك .
    Sen ütü masasını kertenkele şehrinde direk olarak kullanmıyor muydun? Open Subtitles -جميل -مهلًا ألا تستخدمين مكواة الطاولة
    Çocuk sürekli saç maşasını daha dikkatli kullanmamı söyleyip duruyor ve haklı olabildiğini düşünmesi de oldukça tehlikeli bir olay olur. Open Subtitles يقول دائمًا بأنه يجب أن أكون أكثر حذرًا عند إستعمال مكواة شعري، والأمر يبدو كسابقة خطيرة بأن أجعله يظن أنه يُمكن أن يكون على صواب.
    saç maşasını da açık unutmuş. Open Subtitles تركت مكواة الشعر تشتغل
    Ya da Tanrı'nın Ellen Barkin'in suratında ütüyü unuttuğu zamankinden. Open Subtitles (او مثل ما فعل الرجل عدما نسا الـ(مكواة على (الين بشركنس) في وجهها لمده طويله
    Garaj satışından almamanız gereken tek şey saç ütüsü değilmiş. Open Subtitles إتضح أن مكواة الشعر ليست الشيء الوحيد.. الذي لا يجب أن تشتريه من مكان الخردوات
    Harika! Ütümüz de var! Open Subtitles سجل، يوجد مكواة هنا
    - Mesela ütünün neresine su konuyor? Open Subtitles تسعادينا بهم نعم ، مثل اين يذهب الماء فى مكواة الملابس؟
    Yani, Otel Salvatore'da bir ütüleri olmadığı belli. Open Subtitles أقصد، جليًّا أنّهم لا يملكون مكواة شعر في نُزل (سلفاتور)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more