| Şu bir gerçek ki bugün dünya daha önce olduğundan çok daha tehlikeli. | TED | من الواضح أن العالم اليوم أصبح أكثر خطورة مما كان عليه من قبل. |
| İnan bana, bu bana, sana olduğundan çok daha zor geliyordu. | Open Subtitles | ثقي بي كان هذا صعباً علي أكثر مما كان صعباً عليك |
| Diğer cihazlara göre Marlon'ın kullandığı teknoloji çok daha gelişmişti. | Open Subtitles | تكنولجيا مارلون كانت أكثر تعقيداً مما كان مسموح له بها |
| Tutunduğu bu şeyi bunu eskisinden daha iyi bir hale getirir. | Open Subtitles | التي تتمسك بها يجعله أفضل الأن أفضل مما كان من قبل |
| Sana metal ayaklar taktılar böylece eskisinden daha hızlı olacaksın. | Open Subtitles | لقد بنوا لك أقداما من حديد وجعلته أسرع مما كان عليه |
| Karmaşık bir şeydi, ben de olduğundan daha basitmiş gibi davranmak istemiyorum. | TED | كان أمرا معقدا، و لا أدعي أنه كان أبسط مما كان عليه. |
| Bıçağı ondan daha iyi kullanan biri olursa ona para vereceğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول انه سوف يشتري جولة للرجل الذي يتحرك شفرة أسرع مما كان. |
| Bu sabah sahip olduğumuzdan daha fazla bir gelecek demek bu. | Open Subtitles | هذا يبدو مستقبلاً واعداً أكثر مما كان لدينا هذا الصباح |
| Duke'le benim, insanların bildiğinden çok daha fazla ortak yanımız var. | Open Subtitles | ديوك وانا , كنا مقربين جدا اكثر مما كان الناس يعلمون |
| Bu gemi ben yokken, benim liderliğimde olduğundan çok daha iyi işlemiş. | Open Subtitles | سار هذا الفريق بشكل أفضل في غيابي مما كان عليه تحت قيادتي. |
| 1980'lerden önce son otuz yılda olduğundan çok daha az doğum gerçekleşiyordu. | TED | لأن هناك عددا أقل من الأطفال الذين ولدوا قبل عام 1980، مما كان خلال السنوات الـ 30 الماضية. |
| Ün kazanma isteği geçmişte olduğundan daha yaygın ve popüler. Dijital çağımızda ise, elde etmek çok daha kolay. | TED | والسعي وراء الشهرة منتشر بكثرة وأكثر شعبية الآن مما كان عليه وفي عصرنا عصر الديجيتل هو أسهل للتحقيق |
| Bu teknoloji 10 sene önce hayal ettiğimizden çok daha derine gitmemizi sağlıyor. | TED | هذه التكنولوجيا تمكننا من التعمق أكثر مما كان يمكن أن نتصور قبل 10 أعوام. |
| Dediğimi yaparsan, dışarıda olmanın keyfine eskisinden daha iyi varabilirsin. | Open Subtitles | ها هو حال الاعتماد على النفس و هذا سينفعكِ أكثر الآن مما كان في الماضي |
| Dediğimi yaparsan, dışarıda olmanın keyfine eskisinden daha iyi varabilirsin. | Open Subtitles | ها هو حال الاعتماد على النفس و هذا سينفعكِ أكثر الآن مما كان في الماضي |
| Bu hareket, kolluk kuvvetleri tarafından bir kaç yıl önce olduğundan daha fazla benimsenmiş durumda. | TED | وهذا يتم تبنيه أكثر من قبل منفذي القانون مما كان عليه قبل سنوات. |
| Kariyerde yeniden yaşama dönüş, hatta önce olduğundan daha iyi bir biçimde. | TED | استعدت عملى، حتى أفضل مما كان عليه سابقا. |
| Ben de ondan daha iyi bir baba olacağıma dair kendi kendime söz verdim. | Open Subtitles | وأنا وعدتُ نفسي أنّي سأصبح أباً أفضل مما كان عليه |
| Bu sabah sahip olduğumuzdan daha fazla bir gelecek demek bu. | Open Subtitles | ذلك مستقبلا واعدا مما كان لدينا هذا الصباح |