| Ama kardiyovasküler sistemleri bizim için mükemmel bir örnektir. | Open Subtitles | لكن جهاز القلب والأوعية الدمويةَ نموذجُ ممتازُ لنا. |
| Görebileceğin gibi burada adliyenin mükemmel güvenlik görevlisi var, ve bir silah alacağım. | Open Subtitles | لدينا أمنُ ممتازُ هنا في المحكمة كما ترى، وسَأُحصل على مسدس |
| Buranın yemekleri için mükemmel diyorlar. | Open Subtitles | يَقُولونَ بأنّ الغذاءَ هنا ممتازُ. |
| Ama şarap oldukça mükemmel. | Open Subtitles | لكن النبيذَ ممتازُ جداً. |
| Bu mükemmel bir soru. | Open Subtitles | ذلك سؤالُ ممتازُ. |
| mükemmel bir cerrahınız varmış. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدَكَ جرّاحُ ممتازُ. |
| 16 yaşında ve mükemmel bir sürücü. | Open Subtitles | هو 16 وهو سائقُ ممتازُ. |
| Barkley mükemmel. | Open Subtitles | - Barkley ممتازُ. - نعم. |
| Gusteau bunun mükemmel olduğunu söyledi. | Open Subtitles | Gateau يَقُولُ بأنّه ممتازُ. |