| öğlen, güneşin altında dualarını ettiği bir zaman 30 fil üzerine doğru geldi. | Open Subtitles | عندما كان يتلوا صلواته في منتصف النهار, تحت الشمس هجم عليه 30 فيلاً |
| Bugün öğlen kendimi yatakta buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت نفسى فى الفراش اليوم فى منتصف النهار |
| Tamam, ama paranın köyüme öğle vakti gideceğinden emin ol. | Open Subtitles | حسناً, فقط تأكد من أن يصل المال إلى قريتي بحلول منتصف النهار |
| Her gün öğle saatlerinde Güney Caddesi Limanı'nda olacağım. Güneşin en tepede olduğu zaman. | Open Subtitles | سأكون في ميناء الشارع الجنوبي كل يوم عند منتصف النهار , عندما تكون الشمس بلغت أعلى إرتفاعها في السماء |
| Dairedeki bütün perdeleri kapatmıştım, yani Gün ortasında bile içerisi tamamen karanlıktı. | TED | أغلقت جميع الستائر في الشقة و حتى في منتصف النهار كانت الشقة في ظلام دامس. |
| Şu an Öğleden sonra ve sıcaklık 30'lu rakamların sonlarında. | Open Subtitles | الآن بعد منتصف النهار بقليل ودرجة الحرارة ستزيد عن الثلاثينيات |
| Fakat Günün ortasında bu kıyafetle burayı terk edemem. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أخرج بهذا اللبس في منتصف النهار |
| Bu gece yemeğe çıkmayı düşündüm, ...fakat gün ortası kötü haberler için daha uygun göründü. | Open Subtitles | فكرت أن أتعشى معه الليلة ولكن منتصف النهار بدا أكثر ملاءمة للأخبار السيئة |
| Ne de öğlen gelen yıkımdan. | Open Subtitles | و لا من الإباده التى تنقضى فى منتصف النهار |
| İçeri sızan ışığa bakılırsa öğlen olmuştu. Neden uyandırılmamıştı? | Open Subtitles | تقيم النور القادم من خلال شقوق في الجدران، كان لابد أن يكون منتصف النهار تقريباً. |
| Sıvı yoğunluğuna bakılırsa kavgayı öğlen ve 1 arasında varsayıyorum. | Open Subtitles | و وفقاً لطعم السائل اعتقد أن وقت الشجار كان بين منتصف النهار والساعة الواحدة ظهراً |
| Eğer benimleyseniz, yarın öğlen otelde olacağım. | Open Subtitles | إنْ كنتم معي سأكون غدا منتصف النهار في الفندق |
| Her gün öğle saatlerinde Güney Caddesi Limanı'nda olacağım. | Open Subtitles | سأكون في ميناء الشارع الجنوبي كل يوم عند منتصف النهار |
| öğle vakti olmasına rağmen güneş bütünüyle kaybolarak ortalık gece karanlığına bürünüyor. | Open Subtitles | تصبح الشمس محجوبة، والسماء في منتصف النهار حالكة السواد كالليل. |
| Geçen çarşamba öğle saatlerinde işten çıktı, perşembe sabahına kadar da geri gelmedi. | Open Subtitles | وثمّ في يوم الأربعاء ، غادرت العمل في منتصف النهار ولم تعد حتّى صباح يوم الخميس |
| Gün ortasında 7 2 derece yüksek mi bekliyorsun? | Open Subtitles | من المتوقع ارتفاع الحرارة الى 72 درجة عند منتصف النهار. |
| Gün ortasında dinlenmek ve enerji toplamak için işe ara vermesine pek de şaşmamalı. | Open Subtitles | نتعجب قليلا عندما يقوم في منتصف النهار بالتوقف للراحة والتزود بالوقود. |
| Her şeye hakimler. Gün ortasında bile değişebiliyorlar. | Open Subtitles | لديهم سيطرة كاملة يمكنهم فعلها في منتصف النهار |
| Eğer bu hızda gidersek Öğleden önce Mimsy Ovası'na varırız. | Open Subtitles | بهذا المعدّل نستطيع الوصول إلى السهول الكئيبة قبل منتصف النهار |
| Öğleden önce ofise geri dönmeliyim. | Open Subtitles | فأنا يجب علي العودة لمكتبي قبل منتصف النهار |
| Günün ortasında banyo mu yapıyorsun? | Open Subtitles | انها في منتصف النهار وانت تلعب في الحمام؟ |
| Haziran ayı ve şuan tam gün ortası. | Open Subtitles | ومن شهر حزيران والآن هو منتصف النهار. |
| Uzun zamandır gündüz böyle uygunsuz bir lüks görmemiştim. | Open Subtitles | لقد مضى وقت طويل منذ رأيت فخامة غير لائقة في منتصف النهار |
| Buradan sabaha kadar çıkamam. | Open Subtitles | متى سترجع؟ لا أستطيع الخروج من هنا حتى منتصف النهار |
| Gün ortasındayız. | Open Subtitles | انه منتصف النهار |
| Günün ortasındayız daha, nasıl bu kadar dolu olabiliyor? | Open Subtitles | إنه منتصف النهار كيف يمكن أن يكون ممتلئاً هكذا ؟ |