"منحتها" - Translation from Arabic to Turkish

    • verdin
        
    • verdim
        
    • verdiniz
        
    • verdiği
        
    • verdiğin
        
    • verdiğim
        
    • vermiştim
        
    • verdiğini
        
    • verdiğiniz
        
    • bahşettiği
        
    Biliyor musun tatlım ona umuttan daha güzel bir şey verdin. Open Subtitles ألا تعرفين يا حبيبة القلب؟ لقد منحتها ما هو أفضل من الأمل
    Yaptığından kurtulması için her türlü şansı verdin. Open Subtitles لقد منحتها العديد من الفرص للتوقف عن أفعالها
    Kaybolan kızımızın yaşadığına inanması için, ona hatalı sebep verdim. Open Subtitles منحتها سبب خاطئ لتعتقد أن إبنتنا المفقودة علي قيد الحياة
    Ona kendi dininin kutsal ayinlerini yapması için izin verdim Open Subtitles لقد منحتها الإذن لإقامة طقوس دينها المقدسة
    Bu yüzden üniformayı verdiniz. Open Subtitles لهذا فقد منحتها الزي
    Cenova Kraliyet tacının bana verdiği güçle sizi şövalye ilan ediyorum, Bay... Open Subtitles بموجب القوة التي منحتها بتاج جنوفيا الملكي أمنح
    - Geçenlerde CIA'e verdiğin bir bilgiyle ilgili bazı sorularımız var. Open Subtitles لدينا بضعة اسئلة لك عن المعلومات الحديثة التى منحتها للمخابرات المركزية
    Sana verdiğim kan, seni sakatlaması lazımdı, ya da daha kötüsü. Open Subtitles الدماء التى منحتها لك كانت يجب أن تقعدك أو تتسبًب بالأسوء
    Burada bir hayatı vardı! Bunu ona ben vermiştim! Open Subtitles بينما كان لديها حياة حقيقية هنا تلك التي منحتها إياها
    - Ama hayal edebiliyorum. Ona değer verdiğini biliyorum. Open Subtitles لكنني أستطيع أن أتخيلها و أنا متأكد بأنك قد منحتها الكثير
    Kimse sebebini sorgulamaz bana verdiğiniz gibi, bunu ikinci bir şans olarak değerlendirebilirsiniz. Open Subtitles لن يضيق أحد على تحركاتك ويمكنك إعتبارها فرصة ثانية مثل التى منحتها لى
    Asıl sorum şuydu ona cinselliği bir kandırma taktiği amacıyla mı verdin? Open Subtitles كان سؤالي الحقيقي هل منحتها النشاط الجنسي كأسلوب تضليل؟
    Çünkü kuruldaki koltuğunu ona verdin. Open Subtitles لأنكَ منحتها مكانك بهيئة الكفاءة و الشخصيّة،
    İyi eğlenceler mi? Az önce Mercedes'inin anahtarını ve limitsiz kredi kartını ona verdin. Open Subtitles "استمتعي بوقتكِ؟" لقد منحتها مفتاح سيارتك المرسيدس وبطاقة ائتمانية بلا حدود..
    Ona zenginlik ve sosyal statü verdim ve bunun bana sadakat olarak dönmesini bekliyorum. Open Subtitles لقد منحتها الاستقرار المالي, والوضع الاجتماعي, وما أتوقعه في المقابل هو الإخلاص
    Ben ona dayanma gücü verdim. - Yaşama amacı verdim. - Bunları durdurabilirdin. Open Subtitles .منحتها طريقة لتتعامل مع الألم منحتها غاية
    Doğru ellerde olacak. Uluslararası iş bülteninde tanıdığım bir muhabire verdim. Open Subtitles هذا ما سيحدث، منحتها لصحفي اعرفه بمجال الصحافة الإقتصادية
    Ona inandınız ve ona bir şans verdiniz. Open Subtitles كنت مقتنعاً بها و منحتها فرصه
    Akita-sama, harikulade bir ad verdiniz ona. Open Subtitles أيها السيّد (أكيتا)، لقد منحتها اسمًا بديعًا بحق
    Cenova Kraliyet tacının bana verdiği güçle sizi şövalye ilan ediyorum, Bay... Open Subtitles بموجب القوة التي منحتها بتاج جنوفيا الملكي أمنح
    Evet, seri katile verdiğin aynı özgürlükten keyif alırsın diye düşündük. Open Subtitles أجل، خلنا أنك ستسعد بنفس الحرية التي منحتها لذلك القاتل المتسلسل
    Ve O dedi ki: "Mısır'a döndüğünde sana verdiğim bütün mucizeleri kullan" Ve sonra Tanrı, Musa'ya dedi ki: "Firavuna git ve halkımı Mısır'dan çıkar." Open Subtitles وقال عندما تعود إلى مصر سو ف تظهر كل المعجزات التى منحتها أياك
    Beş yıl önce cesaret madalyası vermiştim. Open Subtitles -أعرفها لقد منحتها وسام الشجاعة قبل ما يقارب الخمس سنوات
    Ama bana verdiğin sözden caydığını ve başkalarına söz verdiğini duydum. Open Subtitles شركتك تبني المركز التجاري لكني سمعت انك بعد ان منحتني كلمتك غيرتها و منحتها لأخرين
    Bana verdiğiniz bu fırsat için teşekkür ederim. Open Subtitles أود أن تعلم بأنّي أقدّر الفرصة التي منحتها لي.
    Bu büyük arazinin mütevazı evladına bahşettiği hayırlı şeyleri bir bir saymak istiyorum. Open Subtitles أنا فقط أريد أن احصــي النـِعــَمْ التي منحتها تلك المقاطعـة العظيمة إلى إبنها المتواضع

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more