| Ofisten bana iki bilet verdiler. | Open Subtitles | عرض لبوب رولر لقد منحوني تذكرتين في المكتب |
| Bir baharat fabrikasıyla anlaşıyorlar bu yüzden... bize biraz izin verdiler... | Open Subtitles | في الحقيقة المصنع منحوني. عطلة صغيرة كعطلة الصيف؟ |
| Bana bu gece sadece bir saat izin verdiler. | Open Subtitles | لقد منحوني فقط ساعة واحدة معك هذه الليلة |
| Sigorta şirketine bir seri katil tarafından kaçırıldığımı söyledim, bana bedava diş röntgeni verdiler. | Open Subtitles | بشكل رائع اخبرت شركة تأميني الصحي انني هوجمت من قبل قاتل متسلسل لذا منحوني أشعة سينية مجانية لأسناني |
| Ölüler bana cevaplarını verdiler ve onları unutmama izin vermeyecekler. | Open Subtitles | الموتى منحوني أجوبتهم و الموتى لن يسمحوا لي بنسيانهم |
| Şöyle diyelim. Bla bla için çalışıyorum. Ve bana bla yapmam için izin verdiler. | Open Subtitles | لنقل فحسب أني أعمل لحساب عُصبة ما و هؤلاء العُصبه منحوني ترخيصًا للقيام بعمل ما |
| Diyelim ki bilmem kim için çalışıyorum ve bana bilmem ne yapmam için yetki verdiler. | Open Subtitles | لنقل فحسب أني أعمل لحساب عُصبة ما و هؤلاء العُصبه منحوني ترخيصًا للقيام بعمل ما |
| Gelir toplamak için yeni fikirler düşünmeye çalışıyorum ama bana iki günden daha az süre verdiler. | Open Subtitles | لقد كنتُ أحاول أن اخرج بأفكار جديدة لصالح العمل الخيري، ولكنهم منحوني أقل من ملاحظة يومين. |
| Ama savaş çıktığında bana ikinci bir şans verdiler. | Open Subtitles | لكن عندما بدأت الحرب ، منحوني فرصة جديدة |
| Estetik ameliyat yaptırdılar. İstediklerimi verdiler. | Open Subtitles | جعلوني أقوم بعملية تجميل، منحوني الكثير. |
| - 1. düzeyi verdiler. - 1. düzeyi verdiler. | Open Subtitles | ـ لذا، إنهم منحوك شهادة المرتبة الأولى ـ منحوني شهادة المرتبة الأولى |
| İki bilet verdiler. Bernadette gelemiyor. | Open Subtitles | و منحوني تذكرتين، و بيرناديت لا يمكنها الحضور |
| Aslına bakarsan üssün komutasını bana verdiler. | Open Subtitles | في الحقيقة، لقد منحوني القيادة .على هذه القاعدة |
| Pekala. Lejyon'dayken bana bunun için Protokoller verdiler. | Open Subtitles | حسناً، عندما كنتُ في الفيلق، لقد منحوني بروتوكول لهذا الامر. |
| Aslına bakarsan üssün komutasını bana verdiler. | Open Subtitles | في الحقيقة، لقد منحوني القيادة .على هذه القاعدة |
| - Evet ama, bana kalmam için... cömertçe şeyler verdiler... bu evi ve şu küçük kırmızı arabayı... o arabayı seviyorum. | Open Subtitles | أجل، لكنهم منحوني إقامة سخية وهذا المنزل وسيارة حمراء صغيرة لطيفة جداً أحب تلك السيارة |
| Ve gene de, inanılmaz bir şekilde o şansı verdiler. | TED | لكن، وعلى نحو لا يصدق، منحوني إياها. |
| Parayı götürmem için 4:00'e kadar vakit verdiler. | Open Subtitles | لقد منحوني حتى الرابعة لأدفع لهم |
| Ayrıca bir de sertifika verdiler efendim. | Open Subtitles | لقد منحوني أيضا ً شهادة , سيدي |
| Gelip geçici bir hevesti işte, bir figüran olmam gerekiyordu, ama sonra benden hoşlandılar ve bana tüm bu sahneyi verdiler. | Open Subtitles | لم يكن تمثيلي سوي نزوة عابرة لقد كنت أعمل في الشركة كممثل بديلة لكنهم أعجبوا بي, لذا منحوني الفرصة للتمثيل في المشهد المميز |