Çocukluğumdan beri Mahatma Gandhi'nin büyük hayranıydım. | TED | لقد كنت معجب كبير بالمهاتما غاندي منذ طفولتي. |
Ben, kendim bir böcek severim -- Çocukluğumdan beri değil, tabii ki, çok sonraları sevmeye başladım. | TED | انا بشكل شخصي , مُحب للحشرات ولكن, ليس منذ طفولتي ولكن بعد وقت متاخر نوعا ما |
Çocukluğumdan beri somonun sadece kediler için olduğunu düşünürüm. | Open Subtitles | أعني، منذ طفولتي اعتقدت أن سمك السلمون طعام للقطط فقط. |
Küçüklüğümden beri dönme dolaba binmek istiyorum. | Open Subtitles | منذ طفولتي تمنيت أن أركب دولاب الهواء هذا |
Küçüklüğümden beri karanlık özel düşünceleri dinliyorum. | Open Subtitles | ظللت أستمع لأفكار سوداء وملك للذات منذ طفولتي |
Çocukluğumdan beri hep nasıl bir Tekme atabileceğimi düşünürdüm. | Open Subtitles | منذ طفولتي وطوال حياتي كنت أبحث عن الإثارة |
Çocukluğumdan beri sakardım ve her şeyi elime yüzüme bulaştırırdım. | Open Subtitles | منذ طفولتي كنت خرقاء ولا أجيد القيام بشيء. |
İngilizce ya da Japonca konuş. Çocukluğumdan beri Mandarince konuşmadım. | Open Subtitles | تحدث الإنجليزية أو اليابانية لم أتحدث الماندارين منذ طفولتي |
Çocukluğumdan beri sen kanunun her maddesini harfiyen yerine getirirsin. | Open Subtitles | كنتَ تنفذ كل شيء بشكل قانوني منذ طفولتي |
Benim Çocukluğumdan beri hiç arkadaşım olmadı. | Open Subtitles | اتعلم لم يكن لي ايه اصدقاء منذ طفولتي |
Ben Çocukluğumdan beri sosyal işleri severim. | Open Subtitles | منذ طفولتي وأنا معجبه بأعمال الإجتماعيه |
Çocukluğumdan beri burada şimdiki gibi benimle oturacağını biliyordum. | Open Subtitles | وعرفت منذ طفولتي... أنك ستجلس هنا معي كما تفعل الآن |
Çocukluğumdan beri, aklımdaki aşk beraber yaşamak ve beraber ölmekti. | Open Subtitles | ...ظننت منذ طفولتي أن الحب هو ...العيش معًا و الموت معًا |
Çocukluğumdan beri Disneyland'e gitmedim ben. | Open Subtitles | لم أذهب إلى ديزني لاند منذ طفولتي |
Çocukluğumdan beri var bu fantezim, hâlâ bazen düşünürüm ve kalbim hızla çarpmaya başlar - tarihteki en şeytani ve aşağılık ruh için tüm bu planlar. | TED | كنت دائماً أرى ذلك في مخيلتي منذ طفولتي. لا أزال أتخيل ذلك أحياناً، وعندما أتخيل ذلك، تتسارع دقات قلبي... كل هذه الخطط لأكثر الأرواح شراً على مر التاريخ. |
Çocukluğumdan beri bu hep böyle olmuştur. | Open Subtitles | كانت هذه الحال منذ طفولتي |
Küçüklüğümden beri bana bakardı ancak şimdi huzurevinde. | Open Subtitles | لقد إعتنت بي منذ طفولتي ، لكنها في دار العجزة الآن |
Öyle, her zaman öyleydi, Küçüklüğümden beri. | Open Subtitles | نعم، لطالما ظننت ذلك منذ طفولتي |
Küçüklüğümden beri o kolyeyi de annemi de görmedim. | Open Subtitles | لم أرَ ذلك العقد أو أمي منذ طفولتي |
Hep bilmişimdir. Çocukken bile bu yeteneğim vardı. | Open Subtitles | اعرف ذلك دائما حتى منذ طفولتي وانا لدي هذه الموهبة |