| Yani kendi bölgelerine gidip de izlerini sürmen ve aylar önce işlerini bitirmen ne kadar zor olabilir? | Open Subtitles | أعني، لأي صعوبة كانت ستكون لو أنك تتبعتهم في منطقتهم |
| Fakat artık, bilimadamları, onların keşfedilmemiş bölgelerine girmeye cüret edebiliyorlar. | Open Subtitles | ولكن الآن ، غامر العلماء بإقتحام منطقتهم المجهولة |
| Ama aslında onlar Troll'leri bölgelerinde tutmaya yarayan elektrikli çitler. | Open Subtitles | فى الواقع أنهم أسوار كهربائيه, للحفاظ على بقاء الأقزام فى منطقتهم. |
| Borcu hala kapanmamışken onu öldürmeleri bir hayli ilginç. Bir de cesedi kendi bölgelerinde bırakmışlar. | Open Subtitles | لمن الغريب أن يقتلوه وعليه ديْن كبير لهم ثمّ يتركون جثّته في منطقتهم. |
| Bu mücadele yavrulara gösterdi ki vahşi köpeğin hayatındaki en önemli kural topraklarının kontrolünü ele geçirmektir ve gerçekten de hayatta kalmaları takım çalışmasına bağlıdır. | Open Subtitles | بالنسبة للجراء، أظهَر هذا القتال أهمّ قاعدة في حياة كلاب الصيد السيطرة على منطقتهم |
| Tüm gönüllüler kendi bölgelerindeki ordu mensuplarına kayıt olsun. | Open Subtitles | كل المتطوعين يسجلون انفسهم مع أفراد الجيش الذي سيجعلون أنفسهم معروفين في منطقتهم |
| Kendi çete bölgelerini böbürlenerek anlatan özel bir plaka. | Open Subtitles | إنّه نوع من التفاخر برقم تلك اللوحة أمام عصابات منطقتهم |
| Normalde onların bölgelerine girmeyeceğin izlenimini aldım. | Open Subtitles | لدى انطباع أنه من الطبيعى انك لن تذهب فى منطقتهم. |
| Benim işim onların bölgelerine girmek ve hepsini yok etmekti. | Open Subtitles | وظيفتى كانت الذهاب الى منطقتهم وأوم بتدمير جميع الأقزام. |
| Erkekler, bölgelerine tecavüz eden olursa bunun için kavga ederler. | Open Subtitles | ويقاتل الذكور من يتطفّلون على منطقتهم. |
| Hala bölgelerinde yiyecek sıkıntısı var. | Open Subtitles | الطعام لا يزال نادراً في منطقتهم |
| bölgelerinde çok miktarda yemek, karton ve plastik atık üreten dükkanlar ve restoranlar vardı. | TED | في منطقتهم يوجد العديد من المقاهي والمطاعم والتي تسهلك الكثير من الاطعمة والورق المقوى - الكرتون - والمخلفات البلاستيكية |
| bölgelerinde çok fazla polis olunca zengin mahallelerine kayıyorlar. | Open Subtitles | في منطقتهم يرفعون الترقية |
| Yavrularını koruyup büyütebilmek için topraklarının farklı bölümlerine yayılıp en büyük rakipleri ile mücadele etmişler. | Open Subtitles | استغلّوا أجزاءً مختلفة من منطقتهم ليربّوا جراءهم ويحموها بنجاح وقاتَلوا ألدّ خصومهم |
| Onlar kendi topraklarının sınırlarını keşfetmek istiyor. | Open Subtitles | يريدون استكشاف حدود منطقتهم. |
| Kendi bölgelerindeki meyveleri silip süpürmüşler ve açlıklarını tatmin etmek için sınırı aşmışlar. | Open Subtitles | لقد انمحت الفاكهة من منطقتهم وقد تعدّو الحدود لإشباع جوعهم |
| Kendi bölgelerindeki tüm yiyeceği yemişler ve şimdi kendi sayılarını muhafaza etmek için Freddy'den çalıyorlar. | Open Subtitles | لقد أكلوا كل الطعام الذي في منطقتهم (والآن هم يسرقون من منطقة (فريدي ليحافظوا على عددهم |
| Çakurtlar bölgelerini işaretlemek için açık alanlara dışkılarlar. | Open Subtitles | فهي في العادة تتغوط في أكثر المناطق بروزاً لتحديد منطقتهم. |
| Sorun yok. Sadece bölgelerini işaretliyorlar. | Open Subtitles | لا بأس، إنهم فقط يحددون منطقتهم |