| Tom'da dürbün var ama çıplak gözle de görülüyor. | Open Subtitles | توم عنده منظار. لَكنك يمكنك أن تريه بالعين المجردة. |
| Tamam o tam anlamıyla bir dürbün değil daha çok Gerçekten hoş kızmış. | Open Subtitles | انه ليس مجرد منظار تحديدآ انه ... اكثر من ذلك خذ ما تشاء |
| Burada bir gözlemci olsun: Bu bir göz olabilir, bir teleskop olabilir... | TED | إذا كان هناك مراقب: قد تكون عين مجردة أو منظار فلكي. |
| Bir de susturucusu ve tabii dürbünü olsun. | Open Subtitles | أخيرا، لابد أن يكون هناك كاتم صوت و منظار للتنشين |
| Bir adet tetkik teleskopu da birkaç gecede bir gökyüzünü tarayacak. | TED | سيكون هناك منظار للاستطلاع الذي سيقوم بفحص السماء كل عدة ليالي |
| Fakslar, gece görüşü gözlükleri... | Open Subtitles | الفاكسات, منظار الرؤيه الليليه, الفاكسات |
| Kendinden kamuflajlı, isabet için daha uzun namlu üzerinde kendiliğinden dürbün yeri de var. | Open Subtitles | مموهة بالفعل ودقيقة أكثر مكان مخصص لوضع منظار عليه |
| Bakın orangutan araştırması yapmanın geleneksel metodu ormanda yürümektir, ağır ekipman taşıyarak ve ağaç tepelerine bakmak için bir çift dürbün kullanmaktır, ki bir orangutan ya da yuvasını bulabilesiniz. | TED | الآن الطريقة التقليدية لإحصاء انسان الغاب هي المشي على الاقدام داخل الغابة نحمل معدات ثقيلة ونستخدم منظار للبحث في أعالي الأشجار حيث قد نجد إنسان الغاب أو مكان عيشه. |
| dürbün sahibi olmaktan suçlu. | Open Subtitles | حسناً إنه مذنب بإمتلاك منظار حسناً كلا |
| Dairenin iç tarafından itibaren... basit bir teleskop yardımıyla... evin oturma odası görülebiliyor. | Open Subtitles | .. داخل هذه الدائرة .. بالإمكان رؤية غرفة المعيشة بإستخدام منظار عادي |
| 1950'lerde ilk teleskop inşa edildiğinden beri, bu dağbaşı uzay bilimlerindeki bazı önemli keşiflere şahitlik etti. | Open Subtitles | شهدت قمّة الجبل هذه, منذ أن بُني أوّل منظار بالخمسينيّات, بعضاً من أهمّ الإكتشافات بعلم الكونيّات. |
| Özel bir yatırımcı ultra geniş bir radyo teleskop dizisi oluşturuyor ve orayı yönetecek birine ihtiyaçları var. | Open Subtitles | ممول خاص يبني منظار جديد كبير جدا وهو يحتاج شخص لتشغيله |
| Daha önce, opera dürbünü kullanırdı. | Open Subtitles | لابد وأنه سرقه من مكان ما لقد إستعمل منظار الأوبرا قبل ذلك |
| Ama bir tekne gezintisine, gece görüş dürbünü. | Open Subtitles | ولكن لركوب القارب أحتاج عشرين منظار للرؤيه الليه بالأشعه تحت الحمراء |
| Araştırmamız, zaman teleskopu ile geriye doğru bakmak gibidir. | Open Subtitles | لذا، بالكشف عن الآثار، أننا ننظر للماضي منظار الزمن. |
| # Kapın gözlükleri, Giyin önlükleri # | Open Subtitles | ♪ اجلب منظار الوقاية , ارتدي معطف المعمل ♪ |
| Sana hiç dürbünüm olduğunu söylemedim. | Open Subtitles | انا لم اقل بأني املك منظار |
| Gördün mü, bu küçük şey bir periskop gibi. | Open Subtitles | أترى، هذا الشيء الصغير اصبح بمثابة منظار |
| Görünüşe bakılırsa... evi devamlı teleskopla izlemiş. | Open Subtitles | .. على ما يبدو كان دائماً يراقبهم بإستخدام منظار |
| Tıpkı bir yapbozun eksik parçası ya da kırık bir Dürbünün iki yarısı gibi. | Open Subtitles | كالقطعة المفقودة من أحجية أو نصفي منظار مقرب مكسور. |
| Periskopu tutan kişi mi olmak istiyorsun? | Open Subtitles | أتريدين أن تكوني الشخص الذي يحمل منظار الأفق |
| Büyük Macellan Teleskobu'nun çözünürlüğü, Hubble Uzay Teleskobu'ndan 10 kat daha iyi olacak. | TED | منظار ماجلان العملاق سيكون 10 مرات أدق من منظار الفضاء هابل. |
| Gece görüşü, mesafe ölçer, parabolik mikrofon... hepsi en iyi kalite. | Open Subtitles | منظار للرؤية الليلة مع محدد مواقع وميكروفون عالي الجودة ، أيضاً |
| Sen opera gözlüğü yüzünden eşinden ayrılmışsın. | Open Subtitles | أنت تنفصل عن زوجتك من أجل منظار |
| Mısırlıların beyinle ne şekilde ilgilendiğini göstermek için burundan içeri bir endoskop sokulacak. | Open Subtitles | سيقومون بإدخال منظار من فتحة الأنف ليعرضوا كيف عامل المصريون الدماغ |