| Fakat yeni bir bakış açısı edinmek için daha derine dalmalıydım. | TED | ولكن ما أنا بحاجة إليه هوتعمق أكبر للحصول على منظور جديد. |
| Seni bilmiyorum ama geçtiğimiz yıl bana farklı bir bakış açısı verdi. | Open Subtitles | لا أعلم بشأنك، لكن العام الماضي جعلني أنظر للأمور من منظور جديد |
| Size bu bağlamda biraz perspektif vermek istiyorum. | TED | لذا دعوني أضع لكم ذلك في منظور مختلف حتى يكون أوضح لكم. |
| Şeytan girmesi olgusuna bilimsel açıdan yaklaşıyor ve konuyu sömürmeye çalışmıyor. | Open Subtitles | إنها تتناول موضوع التلبس من منظور علمي ولا تحاول السخرية منه |
| İngilizce bir metnin görsel soyutlama bakış açısından böyle gözüküyor. | TED | هذا ما يبدو عليه نص بالإنجليزية من منظور تجريدي بصري. |
| Ama larvaların bakış açısıyla, Her türlü karlı bir sonuç. | Open Subtitles | ولكنّ من منظور عالم الحشرات فهو مستفيد في كلا الحالتين |
| Bir kaç yıl önce yaşadığım bir olay sayesinde yeni bir bakış açısı kazandım | TED | لكن الحادث الذي حدث قبل عامين اعطاني منظور جديد. |
| Ve yeni bir bakış açısı benimsemek için, elektrik depolama alanının ötesinde bir ilham aradım. | TED | و لكي أتبنى منظور جديد، بحثت عن الإلهام بعيداً عن مجال تخزين الطاقة الكهربائية. |
| Umuyorum ki bu karmaşıklık bakış açısı bizim bir ortak zemin bulmamızı sağlayacaktır. | TED | أتمنى فعلاً أن يسمح منظور التعقيد هذا بإيجاد بعض الأرضية المشتركة. |
| Ve hala, ne zaman alternatif tedavilere baksam, diğer tedaviler üzerine de bir bakış açısı kazandım. | TED | مع ذلك، عندما نظرت إلى علاجات بديلة، أصبح لدي منظور جديد للعلاجات الأخرى. |
| Çok ilginç bir bakış açısı sonucunda çözüme ulaştım. | TED | جاءت لي فكرة الحل من منظور مثير للاهتمام. |
| Hayır, bu sadece değişik bir perspektif. Olaylara kadın gibi bakmayı öğreniyorum. | Open Subtitles | لا، إنه منظور مختلف أصبحت أعرف وجهة نظر النساء للأمور |
| Bak, tüm bu olayı bir perspektif içine almaya çalışıyorum ve... | Open Subtitles | انظري، أنا أحاول أن أنظر للأشياء من منظور معين |
| Ama onunla mücadele etmenin yolu bilimden; ve, nasıl ve neden yayıldığını, ahlaken tarafsız bir açıdan ele almaktan geçer. | TED | ولكن نستخدم العلم من أجل القضاء على المرض.. لمعرفة كيف ينتشر وكيف من منظور حيادي الأخلاق. |
| Çünkü kendinizi başka birinin yerine koyduğunuz zaman dünyayı başka bir açıdan görüyorsunuz. | TED | لأنك عنما تكون في موقع أحدهم، ترى العالم من منظور مختلف. |
| Bu grafikler zorlayıcı ve dalgalı, ama insanların bakış açısından aslında çok bir faydası yok. | TED | تلك الرسومات متموجة ومتحكم بها. ولكن من من منظور بشري، في الواقع ليست مفيدة جدا. |
| Dolayısıyla, genomik bir bakış açısıyla "hepimiz Afrikalıyız" demekten hoşlanıyorum. | TED | ما أحاول قوله هو أننا ومن منظور الجينوم نحن جميعاً أفارقة |
| Şimdi buna çalışan hafıza perspektifinden ya da çoklu görev perspektifinden yaklaşabiliriz. | TED | الان نستطيع ان نقول الاتي من منظور الذاكرة العاملة أو من منظور تعدد المهام. |
| Yani zaman perspektifi nedir? Bu konu hakkında konuşacağım bugün. | TED | إذاً ماهو منظور الزمن؟ هذا ما سوف أتحدث عنه اليوم. |
| Sağlık hizmetlerindeki krize bir hemşirenin gözüyle bakmak harikaydı. | Open Subtitles | كان رائعا للبحث عن منظور ممرضة حول الأزمة في قطاع الصحة. |
| Kongredeki tek yalnız anne olarak ağır işlerde çalışan milyonlarca ailenin yaşadıklarıyla ilgili benzersiz bir bakış açım var. | Open Subtitles | بصفتي الأم العزباء الوحيدة في الكونغرس، لدي منظور فريد بشأن ما يبدو عليه الواقع بالفعل بالنسبة لملايين العائلات الكادحة |
| Bence bu gerçekten insan ömrünü farklı bir perspektife çekiyor. | TED | و باعتقادي أن من شان هذا الأمر أن يضع أعمار البشر في منظور مختلف |
| Bence, ihtiyacımız olan şey bu Ülkenin ihtiyacı olan şey, modern bir bakış açısıdır. | Open Subtitles | مايلزمهذهالبلاد... منظور أكثر حداثة، هل تفهمني؟ |
| Üzerine kafa yormamış olmasını da bu nesnel bakış açısına yordum. | Open Subtitles | ومن منظور عملي يعتقد أنه سيكون مضيعة للوقت التفكير في الامر |
| Bu adamlar matematiksel bir perspektiften geliyordu, ama Turing çok önemli bir şey söyledi. | TED | كلا الرجلين كانوا يتحدثون من منظور رياضياتي، وقد أخبرنا تورينج بشيء مهم للغاية. |