| sürgün Afgan prensi. Sporcu - polo, kriket, tenis. | Open Subtitles | أمير أفغانى منفى وهو رجل رياضى, يلعب البولو والكريكيت والتنس |
| Düşündüğümüzden daha kısa süreli bir sürgün oldu, kardeşim fakat OKB seviyeni düşününce, fazlasıyla yeterli. | Open Subtitles | منفى أقصر بعض الشيء مما كنا نتصور يا أخي لكنه كاف على الأرجح نظرًا لمستويات الوسواس القهري |
| Düşündüğümüzden daha kısa süreli bir sürgün oldu, kardeşim fakat OKB seviyeni düşününce, fazlasıyla yeterli. | Open Subtitles | منفى أقصر بعض الشيء مما كنا نتصور يا أخي لكنه كاف على الأرجح نظرًا لمستويات الوسواس القهري |
| sürgüne gönderilmiş bir hâlde nehrin öteki kıyısından tek başına devrim yapamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك بدء ثورة بمفردك من منفى على الجانب الآخر من النهر. |
| Vivarlı Rodrigo Diaz'ın, krallığın yüksek şahsiyetine küfrettiğine ve ömür boyu sürgüne gönderilmesine karar verilmiştir. | Open Subtitles | قد أغضب الذات الملكية و لذلك فهو منفى مدى الحياة لقد تم منحه تسعة ايام من هذا اليوم |
| Farkedeceksiniz ki, bu slayttaki iki kişiden sadece birisi sürgünde. | TED | سوف تلاحظون أن شخصًا واحدًا فقط من الشخصين في الشريحة حاليًا في منفى. |
| Ayrıca genç yaşlarımı babamın sürgün edilmek zorunda bırakıldığı İtalya'da geçirmekten de. | Open Subtitles | أمضيت أيامي المبكرة في إيطاليا حيث اضطر والدي للحصول على منفى |
| Roma'da ağzı bozuk bir Lothario ile anlaşıyor, sonra Beyaz Rusya'dan kısacık boyu olan genç sürgün prense aşık oluyor. | Open Subtitles | ثم تكشف نفسها في " روما " في أحد حمامات الزيت ثم تقع في حب أمير " منفى من " روسيا البيضاء يصدف أنه قزم |
| Freddy ve grubu anayurtlarından sonsuza kadar sürgün edilmiş olacaklar. | Open Subtitles | فريدي) ومجموعته سيكونون في منفى) من موطنهم إلى الأبد |
| Gönüllü sürgün, kültürel sürgün. | Open Subtitles | منفى اختياري، والنفي الثقافي، |
| Aslında kimilerine göre Dante'nin ölüm maskesi sürgün yüzünden bu kadar kederli görünüyor. | Open Subtitles | في الواقع، الناس يقولون أن منفى (دانتي) هو السبب القناع و مات بطريقة حزينة جدًا. |
| Bunu Ma'an içinde sürgün bir hükümet kurmak için kullanırsak olmaz. | Open Subtitles | ليس إن استخدمنا تلك الحقيقة لننشئ حكومة منفى داخل (معان) |
| Onları sürgün etti. | Open Subtitles | "ووضعهم في منفى" |
| sürgün, evet. | Open Subtitles | نعم .. منفى |
| Temelli sürgün. | Open Subtitles | منفى دائم. |
| Beni sürgüne gönderdiğin için kendi yaşımdakilerin partilerine çağrılmıyorum. | Open Subtitles | نعم حسناً إنه يصدف بأنني غير مدعوة لحفلات لمن هم في نفس عمري لأنك وضعتني في منفى |
| Kurtlar bizi tuzağa düşürdü, dayak yedik, nehrin ötesine sürgüne gittik. | Open Subtitles | أمسينا طعمًا للمذؤوبين وبُرّحنا ضربًا وزُججنا في منفى على الجهة المقابلة من النهر |
| Kendini sürgüne mahkum etti. | Open Subtitles | منفى الإختلاء بالنفس |
| Haki renkli bu umutsuz yerde sürgünde gibiyim. | Open Subtitles | أنا منفى في عالم من القماش الرمادي الكئيب |
| sürgünde olabiliriz ama en azından hayatta oluruz. | Open Subtitles | في منفى لكنْ سنكون أحياء على الأقلّ |
| Şimdi de Brooklyn'de sürgünde. | Open Subtitles | هو الآن منفى فى بروكلين |