| Sonra öbür tarafa geçtiğinizde, hortum gibi bir şeyi var, kuş gagası gibi ve hortumundan bulutlar fışkırtıyor. | TED | وبعد ذلك عندما تذهب إلى الجانب الآخر سيكون لها خرطوم مثل منقار الطير وهي تنفث الغيوم من خرطومها |
| Birincisi, mercan ısırmaya yetecek kadar güçlü, bir papağan gagası gibi ağızları vardır, çoğunlukla yosun peşinde olmalarına rağmen. | TED | أولاً، فمها يشبه منقار الببغاء، وهو قوي بما يكفي لقضم الشعاب المرجانية، مع أنّهم غالباً يبحثون عن الطحالب. |
| Bu kuşun güçlü gagası ve kuvvetli boynu daha zayıf akbabaların kazabilmesi için sert deri ve kas dokuyu kolayca deliyor. | TED | منقار هذا الطائر القوي وعنقه الطويل بإمكانه تمزيق النسيج العضلي بسهولة، فاتحاً المنفذ لبقية النسور الهزيلة للأكل. |
| Çapraz gaga, sıra dışı gagasıyla kat-kat kabukları ayırarak, diliyle içerdeki tohumları çıkarabilir. | Open Subtitles | انه منقار طائر الكروسبل الإستثنائي يُمْكِنُ أَنْ يستعمل منقاره ليَفْتحَ المخاريط، ثم ينتزع البذور بلسانه. |
| Bu bir problemdi, ve Peter Dodson bu problemi ördek gagalı dinozorları kullanarak çözdü ve adına da Hypacrosaurus dedi. | TED | وكانت هذه مشكلة وأشار اليها الدكتور دودسون بإستخدام بعض ديناصورات منقار البطة وأسماها هيباكروصور |
| Bu, ona böcek yakalama olanağını veren ince ve narin bir gagaya sahip. | Open Subtitles | لهذا الطائر منقار نحيل رقيق يستخدمه لصيد الحشرات. |
| Birincisi, gagaları yok. İkincisi, tüyleri yok. | Open Subtitles | أولاً، ليس لديها منقار وثانياً، ليس لديها ريش |
| Paulie'nin o kadar büyük gagası olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لا اعتقد ان بولى يمتلك منقار كبير ليحدث جرح كهذا |
| Alcatraz kadın kuşçusu mu? Onun kanadı ve gagası vardı. Tüm bildiğim onun bir ördek olduğu. | Open Subtitles | كان لها أجنحة و منقار بالنسبة لى هى بطة كبيرة حمراء |
| Uçamayan bir kuş. Keskin dişlerle dolu bir gagası var. | Open Subtitles | طائر لا يمكنه الطيران وله منقار ملئ بالأسنان الحادّة |
| Koca bir gagası olan 12 yaşında bir kızım var. | Open Subtitles | من هو طبيبك? لدي ابنة عمرها 12 سنة مع منقار لعين. |
| Rengi siyahtı ve gagası vardı ve bir de topallıyordu. | Open Subtitles | كان أسود، وكان منقار. أوه، وطار مع يعرج. |
| Ya da karısı gagası olan bir adamı öpmekten bıkmıştır. | Open Subtitles | أو رُبما كانت متقززة من تقبيل رجل ذي منقار |
| Bu alanlar suyun derinliği gaga uzunluğu ve beslenme tekniğine göre kendiliğinden ortaya çıkar. | Open Subtitles | يحدد عمق المياه طول دورته منقار تقنيه والمغذيه لها |
| Kurbanda gaga ve tüylerde bulunan virüslere rastlandı. | Open Subtitles | هذا قد يُضيق نطاق البحث إنه مصاب بمرض فيروس منقار وريش الطير |
| Sizi temin ederim, ondan dört nesillik gaga veya tüy elde edebilirsiniz. | Open Subtitles | أقسم لك أنة يستطيع أن يعطيك صفات أى منقار أو ريش فى أربعة أجيال |
| Bilirsiniz işte siyah tüylü, koca gagalı, ...şu boylarda. | Open Subtitles | دافي البطة ريش أسود, منقار كبير بهذا الطول تقريباً |
| Bu bir dev ördek gagalı dinozor. | TED | إنهُ ديناصور منقار البطة العملاق |
| İçinde bolca kabuklu yemiş bulunan bir bölgeden gelen bu kuş ise.... ...fındık kırmaya elverişli olan güçlü bir gagaya sahip. | Open Subtitles | أما هذا الطائر، الذي أتى من بيئة فيها جوز كثير، فله منقار كبير ثقيل يمكّنه من كسر الجوز. |
| Keski gibi çalışan sert gagaları ve devasa çene kasları var. | Open Subtitles | لديهم منقار قَاسٍ و عضلات فك عملاقة هذا يعمل مثل قاطع الترباس. |
| Benim adım Boğazkesen Nibs. Erkeklerin korktuğu ve kadınların istek duyduğu kişi. | Open Subtitles | اسمي منقار السفاح أرهب الرجال والنساء ترغب في |
| - Bana benzemediğin kesin. Benim gagam var. Küçük kanatlarım var. | Open Subtitles | بالتأكيد أنت لا تشبهني ليس لديك منقار و لا أجنحة |