| Nişanlımın karşısına sinirlerim harap olmuş şekilde çıkmak istemem. | Open Subtitles | فانا لا ارغب ان اقابل خطيبى وانا منهارة عصبيا . ماذا ؟ |
| 1971'de İngiltere İmparatorluğu harap ve bitap haldeydi. | Open Subtitles | في عام 1971 أصبحت الأمبراطورية البريطانية منهارة |
| Onlar 1950'lerde kaldı, Amerika'nın buzul çağı, onlar harap bir kalede, fazla şişirilmiş düşmanlar. | Open Subtitles | اعني انهم من الخمسينات، هم آيس اميريكا عدو قد انفجر في قلعة منهارة |
| Akciğerleri çökmüş, birkaç kaburgası kırık, bir kolu kırık, diğer omzu çıkmış. | Open Subtitles | لديه رئة منهارة و عدة أضلاع مكسورة إحدى ذراعيه مكسورة و الكتف الأخر مخلوع |
| İki kırık kemiğiniz var, ağır bir kafa travması geçirdiniz ve akciğeriniz çökmüş. | Open Subtitles | فلديك كسور بالعظام، وارتجاج حادّ ورئة منهارة |
| Axl'ın hiçbirimizin sevmediği bir sevgilisi var, işler karıştı, Şükran Günü'ne gelmedi annem yıkıldı ve Axl'la konuşmalı mıyım konuşmamalı mıyım bilmiyorum. | Open Subtitles | ارتبط أكسل بحبيبة لا يحبها أحد وقد فسد كل شيء ولم يأتِ للبيت في عيد الشكر وأمي منهارة |
| - Bir zamanlar Yorkluydular. - Hanedanlığım yıkıldı artık. | Open Subtitles | أو كانوا كذلك في ما مضى لكن أسرتي منهارة الآن |
| Eh, en azından o Fed Aradığınız neden açıklar ve seni görmeye geldim zaman kırık değildi neden. | Open Subtitles | حسناً ، هذا يبرر لماذا كان يبحث عنك الفيدراليون و لماذا لم تكوني منهارة عندما أتيت لرؤيتك |
| Bir bakmışsın harap halde, bir dakika sonra tamamen perişan. | Open Subtitles | ، بدقيقة تكون منهارة . و الدقيقة الأخرى تكون مستاءة للغاية |
| Bütün gece harap bir binada, ...eski bir sandığın üstünde tünedim. | Open Subtitles | جَلستُ على صندوقِ قديمِ طوال اللّيل، في a بناية منهارة. ماذا أَعْرفُ؟ |
| Sözde aşık olduğun kadın harap olmuş, ve anladığın tek şey, Don, "yanlız kal." | Open Subtitles | المرأة التي يفترض أنك تحبها منهارة وكل مالديك لتقوله يادون هو "كن أعزباً" |
| - Memure Morgan, kadın harap olmuş. | Open Subtitles | -ضابط (مورغان)، إنّها منهارة |
| Annen harap durumda. | Open Subtitles | .والدتك منهارة |
| Yıkılmaya yüz tutmuş duvarlar, çökmüş tavanlar ve de etrafa yayılan küf; | Open Subtitles | جدران متَداعية، أسقف منهارة و عفن مُنتشر: |
| Sistemler her yerde çökmüş durumda, Patron. | Open Subtitles | الأنظمة منهارة في كل مكان يا رئيس |
| Akciğerlerinden biri çökmüş. Tekrardan havayla şişireceğim, tamam mı? | Open Subtitles | حسناً يا (هانا)، إحدى رئتيكِ منهارة سيكون عليّ إعادة نفخها، مفهوم؟ |
| - Zavallı Karen, tamamıyla... - yıkıldı. | Open Subtitles | كارين) المسكينة) لابد أنها منهارة |
| Annesi yıkıldı. | Open Subtitles | إنها منهارة |