| Her neyse, dünyanın en tehlikeli yerlerinden birine doğru yolculuğa başlıyordum. | TED | فوق كل ذلك، كنت حينها في طريقي إلى واحدة من أخطر الأماكن في العالم. |
| Mülakatında telsiz kullanımının alan istihbaratında en tehlikeli işlerden biri olduğu hakkında uyarılmıştı. | TED | في تكليفاتها، جرى تحذيرها من أن العملية اللاسلكية هي من أخطر الأعمال إطلاقاً في مجال الاستخبارات. |
| Kalkış, yaptığımız en tehlikeli şey en korkutucu şey aynı zamanda. | TED | الإقلاع هو من أخطر الأشياء التي نقوم بها، وهو أيضاً مثيراً جداً. |
| Birkaç önemli Ectacy ölümünün intikamı olabilirdi, ya da sadece, güneydoğunun en tehlikeli üç uyuşturucu kaçakçısından kurtuluyorlardı. | Open Subtitles | ربما قد يكون أنتقام لعديد من الجرائم التي ارتكبوها او أنهم فقط أرادوا التخلص من أخطر تجار المخدرات |
| Onları, şehrin en tehlikeli mahallelerinden birinde terk ettiniz. | Open Subtitles | أنت تركتهم في واحد من أخطر الاحياء في المدينة |
| 10 dakika sonra ulaştılar. Ho-ho-ho! Dünya'nın en tehlikeli işlerinden biri... | Open Subtitles | وبعد 10 دقائق , وصلت المروحيات انها واحدة من أخطر الوظائف في العالم |
| Pesindeki adam dunyadaki en tehlikeli adamlardan biri. | Open Subtitles | من قاتل بالخارج انه واحد من أخطر الرجال في العالم. |
| Yani bir aslanın karşılaşabileceği en tehlikeli hayvanlar. | Open Subtitles | هي من أخطر الحيوانات التي قد يقابلها الأسد |
| "Neden?" diye sormak yapabileceğiniz en tehlikeli şeylerden biridir çünkü sizi belirsizliğe götürür. | TED | السؤال "لماذا؟" هو واحد من أخطر الأشياء التي يمكنك القيام بها، نظراً لأنه يأخذك إلى الشك. |
| Ama bu keşiş gördüğüm en tehlikeli kılıç us... | Open Subtitles | لكن هذا الراهب واحد من أخطر المبارزين... |
| Bunlar dünyanın en tehlikeli yarışçıları. | Open Subtitles | وهؤلاء بعض من أخطر السائقين في العالم. |
| Ülkemizdeki en tehlikeli çetelerden biri. | Open Subtitles | إنهم من أخطر العصابات الموجودة بالبلاد |
| Yemen'deki en tehlikeli terörist gruplarından birinin içerisine sızmak için bu tek şansımız. | Open Subtitles | لواحد من أخطر الجماعات الإرهابية في " اليمن " |
| Evren'deki en tehlikeli yaratıklardan biri olabilir ama yine de... | Open Subtitles | على الأغلب هو واحد من أخطر المخلوقات في الكون لكنّي ما زلت... |
| Örneğin, en tehlikeli iş inşaat işçiliğidir. | Open Subtitles | فمثلاً، البناء من أخطر الوظائف الموجودة |
| Ben şiddet yanlısı bir adam değilim ama bu genç kadına ve küçük masum bir çocuğa zarar vermekle kalmadın ülkenin en tehlikeli şehirlerden birinin bir 911 çağrı merkezini devre dışı bıraktın. | Open Subtitles | والآن أنا لست رجلًا عنيفًا لكنك لم تكتفِ فقط بمحاولة قتل تلك الشابة الصغيرة وطفل بريء، بل أغلقت مركز طوارئ في واحدة من أخطر المدن في الدولة |
| Sen burada top getirme oynarken, dünyadaki en tehlikeli dört suçlu seni yakalamaya çalışıyor. | Open Subtitles | بينما تلعبين مع الكلب أربعة من أخطر المجرمين في العالم تطاردكي . |
| O da dünyadaki en tehlikeli adamlardan birisi. | Open Subtitles | وهو واحد من أخطر الرجال في العالم |
| Binbaşı Varnai'ın buranın Bağdat'taki en tehlikeli bölgelerden biri olduğunu söylediğini hatırlıyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت تذكرين أن الرائد (فارناي) أخبرنا أن هذه واحدة من أخطر الأماكن في (بغداد)؟ |
| Rio De jenario nun en tehlikeli kırk adamı..burada. | Open Subtitles | 40 من أخطر المجرمين من ( ريو دي جانيرو) , أربعين |