| Bunlar Arkadaşlarımdan ve ailemden beni anlatmalarını isteseydiniz, size verecekleri cevaplardı | TED | إدا طلبتم من أصدقائي و عائلتي أن يصفوني، فذلك ما سيقولونه لكم. |
| Bazı "temiz" Arkadaşlarımdan yardım istedim ve kendimi daha büyük bir güce teslim ettim. | TED | فطلبتُ المساعدة من أصدقائي المقلعين عن تناول الخمور وتحولتُ إلى سلطة أعلى. |
| Belgeselim SBS Dateline'da yayınlandığında arkadaşlarımın çoğu durumumu öğrenmek ve bana yardım etmek için geldi. | TED | وعندما تم بث ما قمت بتوثيقه على التلفاز الأسترالي، جاء العديد من أصدقائي ليعرفوا ما هي أوضاعي، وحاولوا مساعدتي. |
| Ama arkadaşlarım gibi, ben de bu işi Facebook, Pinterest, Twitter, Flickr, Youtube üzerinden gayet iyi yapabilirim. | TED | ولكن كالكثير من أصدقائي فإني أقوم بذلك جيدا على صفحات الفيسبوك بينترست وتويتر وفليكر ويوتيوب |
| Birkaç adli tabip arkadaşımla üzerinde çalıştığımız dava hakkında mailleştim. | Open Subtitles | حسناً، لقد راسلت بعض الأطباء الشرعين من أصدقائي حول قضيتنا. |
| Sonrasındaki bir yıl boyunca 40 arkadaşımı daha kaydetip kavanozlara hapsettim ve insanlık bahçesi anlamına gelen Bahçe isimli eseri yarattım. | TED | لذا وعلى مدى السنة التالية، فإنني وثقت 40 من أصدقائي الآخرين وحصرتهم في الجرار، كذلك وأنشأت القطعة المعروفة باسم حديقة، والتي هي حرفيا حديقة للإنسانية. |
| Ve Brezilyalı Arkadaşlarımdan anladığım kadarıyla basmakalıp konuşan bir adam olduğudur. | TED | وما فهمته من أصدقائي البرازيليين أن الشخص هو آلة لتصنيع العبارات المكرورة. |
| Ama Arkadaşlarımdan hiçbiri ortalıkta yoktu yalnız geçirilecek bir akşam düşüncesi de dayanılır gibi değildi. | Open Subtitles | لكن لم يكن أحد من أصدقائي متواجدًا, وكان التفكير بقضاء المساء وحيدًا، لا يُحتمل. |
| Tüh be! Arkadaşlarımdan bazılarının burada olabileceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | تباً، أعتقد أن بعض من أصدقائي قد يكونون هنا. |
| Bu muhteşem gezi için tüm Arkadaşlarımdan yardım aldım. | Open Subtitles | لهذه المناسبةِ العظيمة حظيت بمساعدة من أصدقائي |
| Liseden arkadaşlarımın pek çoğuyla görüşemiyordum. | Open Subtitles | أنا لم أبقَ علي اتصال مع العديد من أصدقائي من المدرسة الثانوية |
| arkadaşlarımın çoğu Gizli Servis'ten ve çoğu erkek. | Open Subtitles | حسناً, الكثير من أصدقائي من الخدمة السرية و معظمهم رجال |
| arkadaşlarımın ve baş ağrılarımın uyguladığı baskılar yüzünden. | Open Subtitles | بسبب الضغط الكبير من أصدقائي ونوباتِ صداعي |
| Bazı arkadaşlarım ve tanıdıklarım hâlâ endişe ediyor: Besinlerdeki genlerin yenmesinin güvenli olduğunu nereden biliyorsun? | TED | بعض من أصدقائي وعائلتي لا زالوا قلقين: كيف بإمكانكِ أن تعلمين أن المورثات في الطعام صالحة للأكل؟ |
| Ben ve arkadaşlarım ise daha çok biyo-moleküler bir merkezli görüşe sahibiz. | TED | حسناً العديد من أصدقائي المبرمجين الجزيئيين وأنا, لدينا مخطط مبني على نظرة حيوية جزيئية. |
| Bazı en iyi arkadaşlarım, toplama kamplarında. | Open Subtitles | حسنا، البعض من أصدقائي الأفضل في معسكرات الإعتقال. |
| Yıllar önce birkaç arkadaşımla genç kadınlarla bizim kuşak kadınlar arasındaki kopukluğu gidermemiz gerektiğine karar vermiştik. | TED | قبل عدة سنوات، بعض من أصدقائي قرروا أنه علينا ردم الفجوة بين جيلنا وجيل النساء اليافعات |
| Buraya geldiğimizden beri gitmek isteyen üç arkadaşımla birlikteyim. | Open Subtitles | أتيت مع 3 من أصدقائي يريدوا الرحيل منذ أن اتينا هنا |
| Üniversiteden birkaç arkadaşımla bu işte para olduğunu duyduk. | Open Subtitles | أنا ومجموعة من أصدقائي في الجامعة سمعنا أن هناك عرض عمل |
| - Birkaç arkadaşımı daha yeni kaybettim. | Open Subtitles | فقط فقدت مجموعة من أصدقائي |
| Gel, katıI bize. Bunlar dostlarım. - Katılabilir miyim? | Open Subtitles | ، تعال و انضم لنا . هناك عدد من أصدقائي هنا |
| Bu gömlek hiçbir arkadaşımın Instagram akışında bulamayacağı bir parça. | TED | هذا القميص هو شيء لن يكون عند أي من أصدقائي على الإنستغرام. |
| Şehre gelmek üzere olan birkaç arkadaşım var ve onları kırmızı halılarla karşılamak istiyorum. | Open Subtitles | بعض من أصدقائي سيأتون إلى المدينة، وأريد أن أفرش لهم البساط الأحمر. |
| Kaçak, 2 arkadaşımı öldürdü. Gönüllü oldum. | Open Subtitles | المجرم الهارب قتل إثنين من أصدقائي ، لذا تطوعت |