| Bu gece dans ettiğin o herif gibi pisliklere karşı. | Open Subtitles | من أمثال ذلك الحيوان الذى كنت ِ ترقصين معه الليلة |
| Bu gece dans ettiğin o herif gibi pisliklere karşı. | Open Subtitles | من أمثال ذلك الحيوان الذى كنت ِ ترقصين معه الليلة |
| eğer bunun gibi birçok resim çekersek, düzinelerce resim ve onları bir araya getirirsek ve ışığın nasıl sektiğini analiz etmeye çalışırsak gizli objeyi görebilir miyiz ? | TED | ولكننا سنلتقط الكثير من أمثال هذه الصور والعشرات من مثل هذه الصور ونضعها معاً ونحاول تحليل الارتدادات المختلفة للضوء وبعد ذلك، هل يمكننا أن نرى الجسم الخفي؟ |
| Bunlar merhum Nelson Mandela, bugün Afrika'da gördüğümüz liderlerin çoğu ve Paul Kagame gibi insanlar. | TED | وهم من أمثال الراحل نيلسون مانديلا ومعظم القادة الأفارقة اللذين نراهم اليوم، مثل بول كاغامي وغيره. |
| Şu anda Birleşik Devletler’de, Hindistan’da, Slovenya’da Ravi gibi insanlar çocuklarını, havalarını ve sularını zehirleyen fabrika ya da madenlerin gölgesinde yetiştiriyorlar. | TED | حاليًا، في الولايات المتحدة الأمريكية في الهند، وسلوفينيا، يربي أناس من أمثال رافي أبناءهم في ظل المصانع والمناجم التي تسمم هوائهم ومائهم. |
| Bunun içinde olayım ya da olmayayım ne aklımı ne de gemimi senin gibi bir çakala kaptırmaya niyetim yok. | Open Subtitles | وفيه أو لا، أنا لا أخطّط لفقدي العقل ولا ني سفينة إلى من أمثال إبن آوى مثلك. |
| Benim uydurma deyimlerim, Tillie teyzemin kilerindeki şarap şişeleri gibi bitti. | Open Subtitles | لكنني استنفذت تماماً جميع ما لديّ من أمثال شعبية |
| Bu, Tate'ler gibi insanların zihniyetini anlamaya yardım edebilir. | Open Subtitles | قد يكون هذا مساعدا لفهم عقليات الناس من أمثال تايت |
| O zamanlar Nancy gibi kızlardan bir sürü vardı. | Open Subtitles | حينها كانوا سيلقوا بفتيات من أمثال نانسي كهدية له |
| Bugün Springfield Ünlüler Duvarı'na alacağımız en yeni ünlü şu gibi mucitlerin yanında yer alacak. | Open Subtitles | اليوم سوف ندخل المشرف الجديد الى حائط سبرنغفيلد للمشاهير الذي سيأخذ مكانه مع مشاعل منيرة من أمثال |
| Kral gibi birçok mafya lideri var ama ama sadece bir tane liderleri var. | Open Subtitles | هناك الكثير من أمثال الملك لكن صانع الملوك واحد فقط |
| Caroline Penvenen gibi biriyle evlenmeliydi. | Open Subtitles | كان عليه الزواج من أمثال كارولين بينفنن. |
| Snyder gibi adamların hep bir amacı vardır. | Open Subtitles | رجال من أمثال سنايدر دوماً يكون لديهم خطط بديلة |
| Gerçek yaratıcılığı görmek istiyorsanız, Silikon Vadisine gidin ve Google, Microsoft, Intel gibi şirketlere bakın dediler. | TED | وقالوا أيضاً أن بالمقابل إذا أردت أن ترى الابتكار الحقيقي، اذهب إلى وادي السيليكون وانظر إلى الشركات من أمثال غوغل ومايكروسوفت وإنتل. |
| Şimdi bizim işimiz; dünyayı Jenipher'a ve onun gibi güvenilmeyi hak eden milyarlarca kişiye açmak. | TED | مهمتنا الآن هي فتح العالم أمام "جنيفر" وأمام المليارات من أمثال "جنيفر" والذين يستحقون الثقة. |
| Juno Jordan, Emory Douglas, Nina Simone gibi sanatçılar. | TED | من أمثال: "جون جوردان" "إيموري دوغلاس" و"نينا سيمون" |
| Bütün hayatımı, bu ülkeyi Assad gibi adamlardan korumak için harcadım. | Open Subtitles | لقد قضيت حياتى كلها أدافع عن هذه البلاد من أمثال (أسد) |
| Tony gibi adamların, 6 haneli maaşları ve haftada 70 saat çalışmaları dolayısıyla, gerçek bir ilişkiye zamanları yoktur. | Open Subtitles | (الرجال من أمثال (توني لا وقت لديهم لعلاقة حقيقية بمرتباتهم ذات الـ6 أرقام وأسبوع العمل الذي يمتد لـ70 ساعة |
| Ve May Hala'yı Ahtapot gibi aptallardan korumak istiyorum, o yüzden... | Open Subtitles | وأريد حقاً أن أحمي عمتي ماي ... من أمثال أوكتوبوس لذا تسوية؟ |
| Nefret yüzünden, Jimmie Lee Jackson gibi hayattan erken koparılanlar için yapacağız. | Open Subtitles | كل أولئك، من أمثال (جيمي لي جاكسون)، الذي رحل مبكرًا، خطفته الكراهية! |