"من الأسماك" - Translation from Arabic to Turkish

    • balık
        
    • balıklar
        
    • nevalenin
        
    • balıklardan çok
        
    Burada 1400'den fazla balık türü ve tüm deniz türlerinin dörtte biri yaşar. Open Subtitles قلب منطقة عنية بالتنوع الطبقي يعيش هنا أكثر من 1400 نوع من الأسماك
    Yenilebilecek balık türlerinin yüzde 29'u, yüzde 90 oranında azalmış durumda. Open Subtitles تــسع وعشرون بـالمـئة من الأسماك الصالحة للأكل تـراجعت بحوالي تــسعون بالمـئة
    Gerçi buralarda tek bir tane bile balık avlamaya değecek yer yok. Open Subtitles على الرغم أنّه لايوجد مايستحق من الأسماك . بأي مكانٍ بالقرب منها
    Etrafta daha çok beslenen balık olduğunda balıklar daha uzun süre kaldılar daha çok yosun yediler. TED وبقيت الأسماك لفترة أطول وأكلت المزيد من الطحالب عندما كانت محاطة بالمزيد من الأسماك التغذية.
    Her zaman soğuk nevalenin teki olmuştur, evet. Open Subtitles انها كانت دائما نوعا من الأسماك الباردة، نعم
    Bence bu kural balıklardan çok, babam içindi. Open Subtitles -أعتقد أن الأمر كان متعلق بأبانا أكثر من الأسماك
    Suya girdiğinizde çok fazla balık var. TED وعندما تغطس في الماء هناك الكثير من الأسماك.
    İleri düzey su altı radarı kullanarak oradaki balık ve diğer hayvanların sayısını anlayacağız. TED سنستعمل أجهزة سونار متقدمة لنعرف كم من الأسماك والحيوانات تتواجد هناك.
    Daha büyük bir tekne demek, daha çok balık yakalanacak ve karaya çıkarılacak demek. TED قارب أكبر يعني المزيد من الأسماك التي سيتم اصطيادها وجلبها.
    Işık, su yüzeyinin altına nüfuz etmez, bu yüzden balinalar ve yunuslar gibi okyanus yaratıkları, ve hatta 800 balık türü ses ile iletişim kurarlar. TED لايخترق الضوء تحت سطح الماء، و لذا فإن مخلوقات المحيط كالحيتان و الدلافين و حتى 800 نوع من الأسماك تتواصل صوتياً.
    Çünkü 1300 farklı balık örneğini test ettik ve bunların üçte birinin damgalı olmadığını gördük. TED لأننا اختبرنا 1300 عينة مختلفة من الأسماك وكان هناك حوالي الثلث منها لم تكن تلك التي كان من المفترض أن تكون.
    Ve aslında, vahşi yaşamda, aynı stratejiyi uygulayan belli balık türleri var. TED وفي الواقع، وفي الطبيعة، هناك أنواع معينة من الأسماك التي تتبع هذه الاستراتيجية نفسها.
    Markete 1 libre (0,45 kg) karides getirebilmek için 5, 10, 15 libre yabani balık düzenli olarak öldürülüyor. TED 5، 10، 15 رطلا من الأسماك البرية يقتلون بانتظام لجلب جنيه واحد من الجمبري إلى السوق.
    Öte yandan, hâlihazırda yetiştirilen 500 çeşit balık var. TED في المقابل يوجد 500 نوع من الأسماك يجري استزراعها حالياً.
    Aslında okyanuslar yılda insan başına 20 kg balık sağlıyor. TED وفي الواقع، توفر المحيطات ما يصل إلى 20 كيلو من الأسماك لكل إنسان سنويًا.
    Bu fotoğraf 90 metrede çekildi, yeni balık türleri yakalarken. Ama problem bize fazla zaman vermemesiydi. TED هذه الصورة تم التقاطها على عمق 300 قدم، تحتوي أنواعاً جديدة من الأسماك. لكن المشكلة أنه لا يمهلنا الكثير من الوقت.
    Deniz lâleleri, süngerler, siyah mercanlar -- biraz daha balık. TED هناك الإسفنج والمرجان الأسود، وأنواع أكثر من الأسماك.
    Son olarak, yaklaşık 1 milyar sene sonra, diğerlerinden daha meraklı bazı balıklar, karaya tırmandılar ve ilk amfibiyumlar oldular Open Subtitles ...... و أخيراً ، بعد حوالي مليار سنة زحف نوع من الأسماك ، وكان طموحاً بشكل أكبر عن بقية المخلوقات
    Eh, denizde başka balıklar da var. Open Subtitles إذن، هناك الكثير من الأسماك الأخرى في البحر
    Bence soğuk nevalenin tekisin. Open Subtitles أعني، شخصيا، أجد لك شيئا من الأسماك الباردة، ولكن...
    Denizdeki biyonumilesansların çoğu mavi ya da yeşilimsi mavidir ama yırtıcı balıklardan çok azı kırmızı ışık üretir. Open Subtitles اغلب (الاضاءه الحيوية) الناتجة من حيوانات الأعماق ذات لون ازرق,أو أزرق مائل للاخضرار ..لكن القليل من الأسماك المفترسة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more