"من الأصوات" - Translation from Arabic to Turkish

    • ses
        
    • sesler
        
    • sesleri
        
    • seslerin
        
    • oyların
        
    • seslerden
        
    - Arılar genelde ses çıkarırlar. ses yok demek, arı da yok demektir. Open Subtitles النحل يخرج الكثير من الأصوات ولا يوجد أصوات هذا يعني لا يوجد نحل
    Yeni bir başlangıç için - en son çıkan ses makinesi kurbağa dışında bir sürü başka ses var. Open Subtitles إنها من اجل بداية جديده إنها اجدد نسخه من جهاز الصوت الذي يصنعونه بالعديد من الأصوات الأخرى غير الضفادع
    Güzel sesler çıkarmaktan, güzel şarkılar yapmaktan çok öte birşey. TED هو يعني أكثر من الأصوات الجميلة، وهو يعني أكثر من الأغاني الجميلة.
    Ve aslında beynin özelleşmiş bir işlemci geliştirdiğini görebilirim. Bu karmaşık dizi için, bir sesler repertuvarı için özelleşmiş. TED وألاحظ أنّ الدماغ يطور معالجا متخصصا. متخصصا في تلك المجموعة المعقدة ، مرجع من الأصوات.
    Dışardan gelen sesleri saatlerce filtreliyor. Open Subtitles ظلت خالية من الأصوات بسبب السوائل لساعات
    seslerin ve çoklu enstrümanların katmanlarıyla, benimkinden çok daha büyük dünyalar ve ses atmosferleri yaratabiliyorum. TED مع طبقاتٍ من الأصوات والعديد من الآلات الموسيقية أستطعت أن أصنع قطعة موسيقية وعوالم أكبر بكثير من عالمي.
    22.000 oy aldık, bu, oyların %1.2'sine denk geliyor ve yerel adaylarda ikinci sırayı aldık. TED كسبنا 22,000 صوت، أي 1.2 بالمئة من الأصوات وحللنا بالمرتبة الثانية في الخيارات المحلية
    Aslında, bir sınav sırasında seslerden biri cevapları bana dikte etmişti, ki bu teknik açıdan muhtemelen hile sayılır. TED حقيقة، واحدة من الأصوات في الواقع أملى عليّ الإجابات أثناء الامتحان، وذلك يعتبر ربما تقنيا غشّا.
    Seni ses yayılımından koruyabilecek bir şey geliştirmeye vaktim olmadı. Open Subtitles لم أجد الوقت لتصميم شيء يقيك من الأصوات الصادرة منه
    Benzer bir etki de gelişigüzel ses sekanslarında ortaya çıkar. TED التأثير نفسه يحصل أيضا مع سلسلة عشوائية من الأصوات.
    Kutup memelileri, yılın belli dönemlerinde çok yüksek ses seviyelerine ulaşmaya alışıktır. TED اعتادت هذه الثدييات البحرية على مستويات عالية جدًّا من الأصوات في أوقات معينة من السنة.
    Ve artık diğer saldırgan sesler bir daha rahatsız etmez. TED ولا تنزعج بعد ذلك من الأصوات العنيفه الأخري.
    Rengarenk sesler, Çeşit çeşit duygular. Open Subtitles الوان عديدة من الأصوات انواع عديدة من المشاعر الجميلة
    Rengarenk sesler, Çeşit çeşit duygular. Open Subtitles الوان عديدة من الأصوات انواع عديدة من المشاعر الجميلة
    Bu belki bir miktar kaos ve kafa karışıklığı yaratıyor ancak -- GC: Çeşitli sesleri dinlediğini hiç sanmıyorum. TED وربما هذا يقود إلى كم معين من الفوضى والإرتباك، لكن -- جريتشين كارلسون: أنا لا أعتقد أنه يستمع لنطاق واسع من الأصوات.
    Rüzgar hızını azaltamayız ya da Kutup Dairesi dışındaki hayvanların göçünü engelleyemeyiz. Ancak insan kaynaklı sualtı sesleri için yerel önlemler alabiliriz. TED لا يمكننا تقليل سرعة الرياح أو منع الحيوانات شبه القطبية من الهجرة إلى الشمال، ولكن يمكننا العمل على حلول محلية للحد من الأصوات المنبعثة من الأنشطة البشرية تحت الماء.
    Dmitry literatürdeki yeni bir buluştan bahsetti. Almanya merkezli bir laboratuvar, uykunun doğru anında belirli sesleri çalarak uykunun daha derin ve daha verimli yapılabildiğini gösterdi. TED حدثني ديمتري عن اكتشاف جديد في الأدب، حيث أظهر مختبر في ألمانيا أنه إذا أمكنك تشغيل مجموعة من الأصوات في الوقت المناسب خلال نوم الناس، يمكنك فعلاً جعل النوم أعمق وأكثر فعالية.
    Yani örneğin; ben anlamsız, sözsüz seslerin olduğu bir çevrede bir hayvan büyütebilirim. Benim oluşturduğum bir ses repertuvarı. Sadece maruz bırakmak suretiyle yaptığım, hayvan ve genç beyni için yapay olarak önemli. TED هكذا على سبيل المثال يمكنني تربية حيوان في بيئة يوجد فيها صوت مبهم لا معنى له. مجموعة من الأصوات أقوم ببثّها. فقط عن طريق عرضها، وهو أمر اصطناعيّ مهمّ للحيوان و لدماغه الصّغير.
    Laboratuvarımdaki çalışma gelişmenin ilk kritik dönemine odaklıdır -- bu dönem bebeklerin hangi seslerin kendi dilllerinde kullanıldığıyla ilgili uzmanlaşmaya çalıştığı dönemdir. TED ترتكز الأنشطة في معملي على إجراء البحوث حول المرحلة الأولية الحاسمة في تطوير الملكة والتي هي المرحلة التي يحاول من خلالها الأطفال إستيعاب أي من الأصوات شائع إستخدامها في لغاتهم.
    Asıl seçim ağustosta yapılacak, fakat daha önce oyların %48'ini aldığınızı düşünürsek, formalite bir seçim olacak gibi. Open Subtitles سيتم عقد الانتخابات السليم في أغسطس ولكن نظرا التي حصلت 48٪ من الأصوات قبل كمرشح للكتابة في،
    Buna göre oyların %75'inin sayımı yapılmış ama sadece 8.1 milyon oy kaydedilmiş. Open Subtitles هذا يقول ان 75٪ من الأصوات قد دونت، ولكن قد سجل 8.1 مليون صوت
    Bu yüzden seslerden oluşan bir koro okyanusa doluyor. TED هذا هو سبب امتلاء المحيط بمقطوعة من الأصوات.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more