| Daha az çocuk düzeni bozduğunda tüm çocuklar daha iyi oldu. | TED | وبينما يثير قليل من الأطفال الفوضى فإن الجميع يؤدي بصورة أفضل. |
| Tahmin edebiliyorum, aile hayatı, elişi örgü, çocuklar ve saire. | Open Subtitles | أتخيل كيف هي صورة الأسرة: حياكة، ونعال وكثير من الأطفال |
| Bu tüm proje özgün oldu-- Yani, dünyada başka hiçbir ülke bu kadar detaylı şekilde çocuk nesillerini takip etmiyor. | TED | وأصبح هذا المشروع فريد من نوعه، لذلك، لا يوجد بلد آخر في العالم يتتبع أجيال من الأطفال بشكل مفصل هكذا. |
| çocukların sadece yarısı okula gidiyor, yani insanlar çok kötü koşullarda yaşıyorlar. | TED | فقط النصف من الأطفال يذهبون للمدارس، ما يعني أنهم يعيشون معيشة مضنية. |
| Burada, yeniden evinde aynı hastanede, 12 yıl sonra biraz daha gelişmiş olarak çocuklardan yaşlılara bütün hastalarda kullanılıyor. | TED | ها هي في نفس المكان في نفس المستشفى، تطورت قليلا بعد 12 سنة، تخدم المرضى من الأطفال إلى الشيوخ. |
| Kiminle evleneceksin, hangi arabayı süreceksin ve kaç çocuğun olacak. | Open Subtitles | من ستتزوجين؟ ما السيارة التي ستقودينها؟ وكم من الأطفال ستنجبين؟ |
| Ya bir sürü çocuğu olsaydı ve onlarla yaşamak zorunda olsaydık. | Open Subtitles | ماذا لو كان لديه العديد من الأطفال ويجب علينا العيش معهم؟ |
| Zen diğer çocuklar gibi değil. Özel ilgi ve bakıma ihtiyacı var. | Open Subtitles | زن ليست كغيرها من الأطفال إنها تحتاج رعاية واهتماما من نوع خاص |
| Cadılar Bayramı, çocuklar için... - ...zorlu bir tatil olabilir. | Open Subtitles | عيد القديسين قد يكون صعب جداً لهذا النوع من الأطفال |
| Şimdi, neredeyse tüm eyaletlerde koruyucu aileye giden siyah tenli çocuklar var. | TED | تقريبًا في كل ولاية، يذهب عدد كبير من الأطفال ذوي البشرة الداكنة إلى دور الرعاية. |
| Bu çocuklar bana mülteciler, yoksulluk ve insanlık hakkında yoğun bir ders verdiler. | TED | أعطتني هذه المجموعة من الأطفال درساً واضحاً عن اللاجئين والفقر وعن الإنسانية. |
| O zaman belki de birçok çocuk ebeveynlerinden ayrılmak zorunda kalmazdı. | TED | وعندها ربما، لن يضطر الكثير من الأطفال إلى الانفصال عن آبائهم. |
| Çok çocuk yapmanız ve bir erkek evladınız olması dileğiyle. | Open Subtitles | لتحظوا بالكثير من الأطفال الأصحاء و لتنجبوا لنا وريث للعرش |
| 4 aylık kadar küçük bebeklere olan şehvet çığ gibi büyüyor. Bu çocukların çoğu kaçırılıp sübyancı gruplara satılıyor. | Open Subtitles | الشهية للرضع بعمر 4 شهور قد زادت ، الكثير من الأطفال هذه قد اختطفت وبيعت في حلقات شاذة جنسياً |
| Ama Nijerya'da, örneğin, çocukların yüzde yedisinden azı hayatının, sadece ilk altı ayında emziriliyor. | TED | ولكن في النيجر كمثال، أقل من سبعة بالمئة من الأطفال ترضعهم أمهاتهم للست شهور الأولى دون استخدام بديل. |
| Ama bu, bunu alacak çocukların yüzde 99'unu dönüştürecek. | TED | ولكنها غيرت صحة 99 بالمئة من الأطفال الذين حصلوا عليها. |
| Sadece kendi içinde diğer çocuklardan daha çok zaman geçiriyor. | Open Subtitles | هو فقط يعيش في رأسه . أكثر من الأطفال الأخرين |
| çocuklardan biri hamile olup olmadığımı sordu ben de evet dedim, ağzımdan kaçtı. | Open Subtitles | واحد من الأطفال سألني إن كنت حاملاً نعم.. زل لساني فقمت بتأكيد الموضوع |
| Evet, denediler. Ama bir sürü çocuğun kalacak bir yere ihtiyacı var. | Open Subtitles | على الأقل يحاولون ولكن العديد من الأطفال ليس لديهم مكان ليناموا فيه |
| Eğer bir çocuğu oto çocuk koltuğuna oturtturursanız, çocukların %18.2'si ölüyor. | TED | إذا وضعت الطفل في مقعد السيارة ، 18.،2 في المئة من الأطفال يموتون |
| - Melinda... Diğer ailenin daha fazla, sağlıklı çocukları olabilir. | Open Subtitles | ميليندا، العائلة الأخرى بإمكانهم أن ينجبوا المزيد من الأطفال الأصحاء |
| bir grup genç gelmiş olmalı. Kahkaha sesi duymak, güzel bir değişiklik oldu. | Open Subtitles | مجموعة من الأطفال وصلوا للتو إنه لأمر حسن أن تسمع ضحكة للشعور بالتغيير |
| Burada kadın başına çok bebek sayısına sahip ülkeler oldukça düşük gelire sahipler. | TED | البلدان التي لديها العديد من الأطفال لكل امرأة هنا، لديها دخل منخفض جداً. |
| diğer çocuklarla beraber aynı okul otobüsü durağında beklerdik. | Open Subtitles | كنّا نتشارك موقفاً للباص مع العديد من الأطفال الآخرين |