| Birkaç Akraba. Onlarla bir bağım yok, o evle de. | Open Subtitles | القليل من الأقارب لا اتصال بيننا, و ذلك المنزل القديم |
| Ayrıca 2.kuşak bir kuzensin, bu da gerçek bir Akraba olmadığını gösteriyor. | Open Subtitles | أنت بنت الخالة، حتى أنك ليست من الأقارب الحقيقيين |
| Etrafında çok fazla Akraba yok fakat sana yardım eden ve işler sarpa sarınca yanında duran bir sürü insan var etrafında. | Open Subtitles | أنت لست محاطاً ...بالكثير من الأقارب و لكنك محاط بالناس الذين ساعدوك و كانوا معك عندما بدأت الأمور تتفكك حقاً |
| Ailemde iki çeşit akrabam var, ölmüş olanlar ve yaşamakta olanlar. | Open Subtitles | في عائلتي ..هناك نوعان من الأقارب اﻷموات والأحياء ، الأحياء : |
| Aksi taktirde çok yakında, çok uzak bir akrabam olursun. | Open Subtitles | هذا وإلاّ ستكون من الأقارب المبعدين جداً في القريب العاجل |
| - Akraba olduklarını söylüyorlar. | Open Subtitles | . لقد قالوا أنّهم من الأقارب |
| Bir yığın dolusu Akraba üstüne çöktü. | TED | سرب من الأقارب هبط عليها! |
| - Oh, müthiş, daha çok Akraba' | Open Subtitles | المزيد من الأقارب - |
| Şu an benden nefret eden bir sürü akrabam var. | Open Subtitles | لديّ العديد من الأقارب الذين يكرهونني الآن. |
| Buralada fazla akrabam yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك العديد من الأقارب هنا |
| Ama orada çok akrabam var. | Open Subtitles | -أبدا لكن لدي الكثير من الأقارب هناك |