"من الجلوس" - Translation from Arabic to Turkish

    • oturup
        
    • oturmak
        
    • oturmaktan çok
        
    • oturmuş
        
    • oturarak
        
    • oturmanın
        
    • oturmaktansa
        
    • oturmaktan daha
        
    Burada oturup dev karıncaların var olabilme ihtimalini tartışmaktan başka işiniz yok mu? Open Subtitles أليس لديكم ما تفعلونه أفضل من الجلوس و مناقشة احتمال وجود النمل العملاق؟
    Bu buz gibi hücrede oturup ölümü beklemekten daha mı kötü? Open Subtitles هل هو أسوأ من الجلوس في خلية تجميد، في انتظار الموت؟
    Bu tam bir tasarım yazılımının bir ekran görüntüsü. Doğrusu bizler şimdi oturup bilgisayarda türler tasarlamaya çalışıyoruz. TED هذه لقطة من الشاشة لبعض برامج التصميم الحقيقية التي نعمل عليها للتمكن من الجلوس وتصميم كائنات على الكمبيوتر.
    Islak bir kıç dışında, sazların arasında oturmak sana ne kazandırdı? Open Subtitles لكن ما ستجنيه من الجلوس بين حزم القصب غير مؤخرة مبللة؟
    Bu bütün gün telefon başında oturmaktan çok daha iyi. Open Subtitles هذا يستوجب ابعاد السروال الداخلي من الجلوس عند الهواتف طوال اليوم
    Şöyle bir paradokstur: Tüm gün boyunca oturup düşündükten sonra Zeno evinden parka yürümeye karar verir. TED وهي كالتالي: بعد يوم طويل من الجلوس والتفكير قرر زينون أن يسير من بيته إلى الحديقة.
    Herhangi bir şey, bütün gün burada oturup Kate hakkında ağlamandan daha iyidir. Open Subtitles أى شئ افضل من الجلوس هنا و البكاء على كايت
    Evde oturup aptal bir Rus kitabı okumaktan daha iyidir. Eminim. Open Subtitles انهُ افضل من الجلوس في المنزل لقراءة كتاب روسي غبي
    Verandada oturup mısır yiyeceğimizi ve sincaplara fıstık atacağımızı düşünmüştüm. Open Subtitles إذا أمكنني مناداتك بذلك كنت آمل أن نتمكن من الجلوس في واجهة الشرفة ونقشر الذرة ونطلقها على السناجب
    Burada oturup istediğim zaman erkeğimi yanımda bulamamaktan bıktım. Open Subtitles لقد سمئت من الجلوس هنا دون رجل عندما أحتاج إليه
    Hayır , ben sadece oturup durmaktansa .. ve, ...ağız dalaşı ve benden nefret etmek yerine eğlenmeği tercih edebileceğini düşündüm. Open Subtitles فقط إعتقدت ربما بدلا من الجلوس هنا تشاجرينى و تكرهينى عليكى الحصول على بعض المرح
    Benim gibiler, oturup seyretmek yerine tarih yaratanlar, onlar büyük riskler almaya hazırdır. Open Subtitles و من يفعل ذلك هم الذين يصنعون التاريخ بدلاً من الجلوس و مشاهدة ذلك لا, انهم راغبون فى أن يخاطروا بأنفسهم
    oturup eski tv dergilerini okumak, kötü müzik dinlemek. Open Subtitles سيكون هناك الكثير من الجلوس ,قراءة الروايات السيئه ,الاستماع الى موسيقى ملله
    Tanrım, Bu erkek arkadaşımla oturup onun hisleri hakkında sızlanmasını dinlemekten çok daha iyi. Open Subtitles هذا أفضل بكثير من الجلوس والاستماع إلى خليلي يشكو مشاعره
    Burada oturup ölmemi beklemekten daha önemli işlerin var. Git. Open Subtitles لديك أعمال أهمّ من الجلوس هنا بانتظار موتي
    Dağ köylüleri gibi burada boş boş oturmak yerine bilim yarışmasına katılmaya çalışıyor olmalıydık. Open Subtitles يجب أن نعمل لندخل معرض العلم بدلاً من الجلوس هنا مثل الحمقى
    Evde oturmaktan çok yoruldu ve biraz dışarı çıkmak istedi. Open Subtitles و قد تعب من الجلوس في المنزل لفترة طويلة، و أراد الخروج.
    Tanrım, öyle yaşamak varken burada oturmuş, anlaşılması güç şekilde... yazılan metinleri, tembel bir ...toplum için baştan düzenliyorum. Open Subtitles فلتُبارك روحي من أجل حياة كهذه بدلاً من الجلوس هنا أُقلب في كتابات مثيرة للغثيان لقوم متشائمين
    Tüm bu parayı oturarak, televizyon izleyerek ve yemek yiyerek mi kazandın? Open Subtitles كسبت كل هذا المال من الجلوس ومشاهدة التلفاز وأكل الطعام؟
    Hey, burada bir başına oturmanın güzel yanı ne? Open Subtitles هي, مالفكرة الكبيرة من الجلوس هنا لوحدك ؟
    Burada benimle oturmaktansa ne yapmayı tercih ederdin? Bilmiyorum. Open Subtitles حسناً، ماذا تفضلي أن تفعلي بدلاً من الجلوس هنا معي؟
    Baxterlarla savaşmak, bir kasa dinamitin üstünde oturmaktan daha kötü. Open Subtitles هو أخطر من الجلوس على صندوق كبير من الديناميت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more