| En iyi porselenleri, tertemiz peçeteleri, bahçeden topladığın çiçekleri kullanmışsın. | Open Subtitles | أنتِ تستخدمي الطقم الصيني الجميل المناديل النظيفة، الزهور من الحديقة |
| bahçeden birkaç taze domates alır, dünyayı tamir ettiğini düşünür. | Open Subtitles | تهدي بعض الطماطم من الحديقة وتظن أنها أصلحت العالم نعم |
| Rex hiçbir hayvanın hayvanat bahçesinden kaçmaması için bana söz verdirdi. | Open Subtitles | ريكس جعلني أعده أني لن أدع أي حيوان يخرج من الحديقة |
| Ne işe yaradığını bilmiyorum ama dün gece girdiğiniz hayvanat bahçesinden çalındı. | Open Subtitles | لا أعلم ما هذا الشيء، ولكن تمت سرقته من الحديقة التي اقتحمتوها ليلة أمس |
| Ancak burada yapmaya çalıştığımız, binanın kendisini doğanın bir parçası haline getirmek, ki böylelikle doğa Parktan şehre doğru uzansın. | TED | ولكن ما نريد أن نفعله هنا أن نجعل المبنى جزءًا من الطبيعة، ليمكننا من تمديد الطبيعة من الحديقة إلى المدينة. |
| Parktaki kız buna benzer bir kolye takıyordu. | Open Subtitles | المرأة من الحديقة المركزية كانت ترتدي حلية صغيرة مثل هذه |
| Parka olan yakınlığının farkındayız. | Open Subtitles | نحن نعرف مدى قربه من الحديقة. |
| Yürümeye başlasak iyi olur çünkü parkın ta diğer ucunda. | Open Subtitles | لذا علينا التحرك لانها تقع على الجانب الأخر من الحديقة |
| İpek otu, polen, doğu bahçesinin toprağı, batı bahçesinin toprağı... | Open Subtitles | الصقلاب؟ لقاح، تربة من الحديقة الشرقية تربة من الحديقة الغربية |
| Eğer şüpheli arka bahçeden izlediyse sigarayı yakışını iyi görmüştür. | Open Subtitles | لو تعقبها الجانى من الحديقة الخلفية سيرى جيدا عندما اضائتها |
| Size iki örnek vereyim, yine bahçeden. Lima fasülyeleri. Örümcek maytları tarafından saldırılırsa lima fasülyesinin ne yaptığını bilir misiniz? | TED | سأعطيكم مثالين أيضا من الحديقة فول ليما، تعرفون ماذا تفعل فولة ليما عندما تهاجم من قبل عث عنكبوت؟ |
| Eğer bahçeden girmiş olsa halıda çamur izi kalırdı. | Open Subtitles | لو دخل من الحديقة لترك آثار على كل السجادة |
| Stajyerleri almanı ve hayvanat bahçesinden çıkmanızı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تجمعي كل المتدربين وتخرجوا من الحديقة |
| Kuşlar virüs kapacak, hayvanat bahçesinden kaçacak ve herkesi öldürecekler! | Open Subtitles | لا، ستصاب الطيور وتهرب من الحديقة وتقتل الجميع |
| Bir hayvanın hayvanat bahçesinden çıkması mı? | Open Subtitles | هل إخراج الحيوان من الحديقة هو الأمر الطريف؟ |
| Yani siz Parktan ayrıldıktan sonra kimse iletişim kurmadı mı? | Open Subtitles | إذن ، ألم تتصل بها بعدما غادرت من الحديقة ؟ |
| April Ross'tan kaçtıktan sonra onu Parktan kaçırdı, buraya cinayet mekanına getirdi. | Open Subtitles | لقد خطف أبريل من الحديقة بعد أن هربت من روس و أحضرها إلى هنا إلى منطقة القتل الخاصة به |
| Kutuları parmak izi kartlarını sınıflandırmak için kullanacağız, ve Parktaki ize uyanı bulacağız. | Open Subtitles | سنستخدم الصناديق لتضييق بطاقات البصمات آملين بأن نجد تطابقاً للبصمة من الحديقة |
| Parktaki sarhoşlar orayı tuvalet olarak kullanıyor. | Open Subtitles | والسكارى من الحديقة يستخدمونه بمثابة المرحاض |
| Parka olan yakınlığının farkındayız. | Open Subtitles | نحن نعرف مدى قربه من الحديقة. |
| parkın etrafındaki trafik kameralarının salı akşamı çektikleri görüntüleri inceliyoruz. | Open Subtitles | نحن نسحب الفيديو من كلّ كاميرات المرور في الشوارع الداخلة والخارجة من الحديقة مساء الثلاثاء |
| Eğer hayvanlar, hayvanat bahçesinin dışına çıkarsa bunu yapmak zorunda da kalabiliriz. | Open Subtitles | لو خرجت هذه الحيوانات من الحديقة ربما نضطر لذلك |