| Oysa ki operasyonun gece vakti yapılmasının çok tehlikeli olacağını söylemiştik. | Open Subtitles | أخبرناهم انه من الخطر جداً ان نقوم بهذه العملية في الليل |
| Seni son gördüğümüz zaman birlikte olmamızın çok tehlikeli olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | آخر مرة رأيناك , قلت أنه من الخطر أن نكون معاً |
| Genjuro, nereye gidiyorsun? Bu çok tehlikeli. Askerler gidene kadar bekle. | Open Subtitles | من الخطر العودة الآن، فلننتظر حتى يختفي الساموراي |
| Kediler, senin etrafta olmanın çok riskli olacağına düşünüyorlar. | Open Subtitles | قررت الهررة أنه من الخطر جداً أن تبقى حياً |
| Ucu ucuna kaçtım ve sizi gelen tehlikeye karşı uyarmak için buraya geldim. | Open Subtitles | أنا بأعجوبة نجا وجاء هنا للتحذير من الخطر القادم. |
| Bunun gibi ayinlerde her zaman bir tehlike vardır, biliyorsun. | Open Subtitles | كما تعلم، هنالك دائماً عنصر من الخطر لمثل هذه الطقوس |
| O an her şey normalmiş gibi davranmamız çok tehlikeliydi. | Open Subtitles | في ذلك الوقت كان من الخطر التفكير في أن العالم مازال طبيعي |
| Asla kusursuz bir dünyaya sahip olmayacağız ve böyle bir arayışta olmak tehlikeli olur. | TED | لن يكون لدينا عالم مثالي، وسيكون من الخطر السعي للحصول على واحدة. |
| ..son derece tehlikeli olduğunun farkında mısınız? | Open Subtitles | في الكثير من الخطر ؟ |
| Ama karanlıkta bu kanyonlarda seyahat etmek çok tehlikelidir. | Open Subtitles | من الخطر جدا , المشى فى مثل هذة الاماكن الغامضة |
| Geri dön. Londra'ya geri dön. Burası çok tehlikeli, çok az ümitli. | Open Subtitles | عد ، عد الى لندن هناك الكثير من الخطر و القليل من الامل |
| İmparatorun kızına bunu söylemen çok tehlikeli. | Open Subtitles | انه من الخطر ان تقول ذلك الى ابنة الامبراطور |
| Burada kalmak çok tehlikeli. Muhtemelen hala peşimizdedir. | Open Subtitles | من الخطر جداً البقاء هنا ربما كان لا يزال خلفنا |
| Bazılarının devam etmemizin çok tehlikeli olduğunu düşündüğünü duymuşsundur. | Open Subtitles | أنا متأكد أنكم سمعتم بعض الناس يقترح إنه من الخطر جداً أن نستمر. |
| Dışarıda Ayaklar varken burada seninle kalmak çok tehlikeli. | Open Subtitles | استمعي ابريل انه من الخطر جداً بقاؤنا هنا معك بينما عصابة القدم في الخارج |
| Hayır, oralara girmenin çok riskli olduğunu biliyordur. | Open Subtitles | لا ،، من الخطر عليها أن تدخلَ إلى أحدِ هذهِ الأماكن |
| - Belki de direkt girmeliyiz ya. Gün ışığında kostümleri giymek çok riskli. | Open Subtitles | من الخطر جدًّا أن نرتدي عتادنا في وضح النهار. |
| İnsanları tehlikeye karşı uyarmak için kasaba çanını çalıyordu. | Open Subtitles | كانت تدق جرس القرية... لتحذر الجميع من الخطر |
| The Paradise'ta yaşlanmak tehlikeli bir şeydir ama. | Open Subtitles | في الفردوس من الخطر التقدم في العمر |
| Bir tehdit analizi yaptılar. Kalmamız çok tehlikeliymiş. | Open Subtitles | بعد قيامهم بتقييم التهديد من الخطر ان نبقى هنا |
| Yusufçuğun kızarkadaşı olması tehlikeli olabilir. | Open Subtitles | ربما كان من الخطر ،أن يكون صديقة لدراجون فلاي |
| Böyle bir yeteneğe sahip bir bilim kadını, belli ki yanlış kişiler için çalışması tehlikeli olacaktır. | Open Subtitles | من الواضح، أن عالمة بقدراتها سيكون من الخطر لو عملت لدى الأشخاص الخاطئين، |