| Manastırdan kaçmış gibi. Baş Rahibeyle bir sorun yaşamış olmalı. | Open Subtitles | يجب أن تكون قد هربت من الدير بحجّة مَع المسؤولة الدينيةِ |
| Buraya bir Manastırdan alınmış Meryem Ana heykeli ve boynunda bir haç ile geldi. | Open Subtitles | وَصلتْ مَع تمثال مريم العذراء و سلسال يحمل الصليب معلقٌ بعنقها جلبتهما من الدير |
| - Jersey eski bir ana okulu ögretmeni... daha önce de Manastırdan kaçan bir rahibeymiş... | Open Subtitles | جيرسى معلمة رياض اطفال سابقا والراهبة ايضا لكنها هربت من الدير |
| Manastırdan çıkan her mektup Baş Rahibe tarafından mühürlenmeli. | Open Subtitles | أيّ رسائل من الدير لابد أن تُختم من قبل الرئيسة الدينية |
| Fraunhofer bir tür teleskop olan teodoliti ayarlarken manastırın başka bir kısmını göstermek istiyorum size. | Open Subtitles | حسناً, في الوقت اللذي يجهز فيه فراونهوفر مزواته إنه من قبيل التلسكوب أريد أن أُريكم شيء في جزء آخر من الدير |
| manastırın bir parçası yıkıldı. Güney kanadı. | Open Subtitles | تم تدمير جزء من الدير وبالذات الجناح الجنوبي |
| Gidip onunla oturmak için her gece Manastırdan gizlice kaçıyorum. | Open Subtitles | كنت أخرج خلسة في كل ليلة من الدير لأقضي الوقت معه. |
| Tanrı korusun, hanımefendi. İnanın, Manastırdan getirirlerken hala yaşıyordu. | Open Subtitles | لا سمح الله يا سيدتي، صدقيني أنها كانت حية عندما أخذوها من الدير |
| Her neyse, bende rahibe olayım bare, ...ama belki düğününe gelmem için Manastırdan çıkmama izin verirler. | Open Subtitles | على أية حال ، اناسأصبح راهبة لكن ربما يسمحون لي بالخروج من الدير |
| Ona de ki, askerlerini Manastırdan çekerse daha iyi hissederim. | Open Subtitles | أخبريه أني سأشعر بتحسن لو أخرج الجنود من الدير. |
| Manastırdan biri alıp sonra da söylemeyi unutmamıştır herhalde, değil mi? | Open Subtitles | أنتَ لا تظنّ بأنّ احدهم من الدير جاء ليأخذه |
| Birinin almaya geldiği kesin, ama Manastırdan olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | و ثمّ لمْ يخبرنا بالأمر مطلقاً أليس كذلك ؟ بالتأكيد جاء أحدهم لأخذه و لكنني لا أظنّه كان شخصاً من الدير |
| Kızı Manastırdan iki rahibe getirdi. Burada tutayım mı? | Open Subtitles | أحضرتها راهبتان من الدير ماذا أفعل؟ |
| Tek yaptığım Manastırdan sıvışmaktı. | Open Subtitles | كل ما فعلته أني كنت أهرب من الدير |
| Manastırdan bir savaşçı onu elde edene dek Shou Lao'nun kalbinde yaşayan bir güç. | Open Subtitles | إنها قوة تعيش في قلب "شاو لاو" إلى ان يستطيع محارب من الدير الاستحواذ عليها. |
| Fräulein Maria Manastırdan döndü. | Open Subtitles | الآنسة ماريا عادت من الدير. |
| Carl, sen Manastırdan dışarı adımını atmadın. | Open Subtitles | لم يسبق لك الخروج من الدير |
| Manastırdan kaçtın, erkeklerle yattın. | Open Subtitles | هربت من الدير لتمارسي الجنس |
| Fraunhofer bir tür teleskop olan teodoliti ayarlarken manastırın başka bir kısmını göstermek istiyorum size. | Open Subtitles | حسنًا، بينما يحضر فرانهوفر مزواته وهو نوع من النواظير أود أن أريكم أمرًا في مكان أخر من الدير |