| Bol kum var ama çakal göremiyorum Pati izleri bile yok, | Open Subtitles | اني ارى الكثير من الرمال لا ذئاب ولا آثار مخالب ايضا |
| Ama Arrakis basit ve sonsuz bir kum denizi değil. | TED | ولكن أراكيس لم يكن ببساطة مجرد بحرٍ غير متناهٍ من الرمال. |
| Bir açıdan, durgun taş dağı hareket eden bir kum dağı olur. | TED | بطريقة تصبح صخور الجبال جبال متحركة من الرمال. |
| Her zaman için benimle sahile gelebilirdin ve kumdan kalemizi birlikte yapabilirdik. | Open Subtitles | يمكن ان تاتى الى البحر معى ويمكن ان نبنى قصرا من الرمال |
| Küçük, düz ve siyah dua taşı gibi yumuşakça uğuldadı, yavaşça kumdan kalktı. | TED | بدت صغيرة ومستوية وسوداء، أصدرت طنينًا خفيفًا، ثم خرجت ببطء من الرمال التي علقت فيها. |
| Ayaklarının altındaki kumdan fazla bir şey değil... ya da dönüştüğümüz taştan. | Open Subtitles | كان أكثر بكثير من الرمال التى على الأرض أو الحجارة التى أصبحنا مثلها |
| Ve uyandıktan sonra, kuma saplanmış halde duran bir şey gördüm. | Open Subtitles | وبعد ذلك عندما استيقظت رأيت شيئاً يخرج من الرمال |
| Karanlığa sığınarak, fırtına gelmeden kaçmak için su yüzüne çıkar ve daha derin sularda bir sığınak bulmak için ortaya çıkan kum düzlüklerini geçmeyi göze alırlar. | Open Subtitles | ..تحت جنح الظلام يندفعون للهروب قبل العاصفة ويخاطرون بعبور المنطقة المسطحة المكشوفة من الرمال |
| Minik torbalara yarım kilo kum dolduruluyor. | Open Subtitles | اكياس صغيرة مليئة ببعض الباوندات من الرمال |
| Orada 50 mil boyunca kum ve fırtınadan başka bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء هناك سوى 50 ميل من الرمال والثعابين. |
| Blake: "Bir kum tanesinin içinde dünyayı ve yaban bir çiçekte cennetti görmek için, ezeli avucunuzda, ebediyeti de bir saat içinde tutun " | Open Subtitles | بليك لترى العالم في بذرة من الرمال والجنة في وردة جامحة لي ميريك |
| Piknik gibi, sadece sıcak kum yerine soğuk fayans. | Open Subtitles | سيكون ممتعاً , ستكون كنزهة على ألواح الثلج بدلاً من الرمال الدافئة |
| Rüzgarla aşınmış kaya parçaları, bir kum denizinin ortasında kalmış. | Open Subtitles | الآن ، كتل من الصخر الثقيل المتآكل قد تم إلقائها في بحر من الرمال. |
| Hareket et! Hadi, asker, kumdan kale yapmıyorsun. Hareket et | Open Subtitles | هيا ايها الجندى تحرك انت لاتبنى قلعه من الرمال |
| General, rahipler günlerdir bu kumdan mandala'yı yapıyor. | Open Subtitles | جنرال,الرهبان أخذوا فى صنع هذا من الرمال لعدة أيام. |
| Bu arabayı kumdan nasıl çıkartacağımı bilmiyorum. | Open Subtitles | لأنه ليس لدي أي فكرة كيف سأخرج هذه السيارة من الرمال |
| Bali de kumdan şatolar yapıyor olabilirdin. | Open Subtitles | لإعتقادك انك تستطيع ان تبنى قصر من الرمال فى بالى |
| Fakat bir avuç bilim adamıyla kumdan acı kasırgasını kazıp çıkarmaya ihtiyacın yok. | Open Subtitles | لكنك لا تحتاجين إلى هذه العاصفة من الألم... لإخراج مجموعة علماء من الرمال |
| Eski patronunla karşılaş, birlikte kumdan kale yapın... ve kollarını açıp seni yeniden kabul etsin. | Open Subtitles | التعثر في رئيسك السابق وبناء قلعة من الرمال معاً وهو سيرحب بعودتك بيدين مفتوحتين ؟ |
| kuma yeni bırakılmış yumurtaları çıkarırken adeta dalgalarla oynayan çocuklara benziyorlar. | Open Subtitles | انهم مثل الاطفال يلعبون التحد مع الموجات بينما يقتلعون البيض الموضوع حديثا من الرمال. |
| Yumuşak kumdan sonra... sert kuma varınca asıl koşu başlıyor. | Open Subtitles | بخروجهم من الرمال الناعمة، فعليهم تجاوز الرمال القاسية وهنا يقع السباق الحقيقي |