| - Biraz yağ işi halleder. | Open Subtitles | -هذا أمر لا يمكن لقليل من الزيت ألا يعالجه |
| - Biraz yağ işi halleder. | Open Subtitles | -هذا أمر لا يمكن لقليل من الزيت ألا يعالجه |
| Biraz yağ kızdır, sonra biraz sarımsak at. | Open Subtitles | تبدأ بوضع قليل من الزيت و قلى الثوم |
| Biraz yağ kızdır, sonra biraz sarımsak at. | Open Subtitles | تبدأ بوضع قليل من الزيت و قلي الثوم |
| Kaslarım... Bak, güneş yağı ile nasıl da parlıyorlar. | Open Subtitles | عضلاتي كلها, إنظر, كلها تبدو لامعة من الزيت |
| Böylece yağdan hafif olduğu için kokain kristalleri yüzeye çıkar. | Open Subtitles | لأن ذرات الكوكايين تصعد لأعلى لأنها أخف وزنا من الزيت |
| Bu hepinize enerji verecek. Taze demlenmiş motor yağı. | Open Subtitles | هذا سيجعلكم في تستيقظون جيداً كوب من الزيت الحار والشاي |
| Elinde koca bir şişe bebe yağı ve video çekmek üzere eğitilmiş bir maymun vardı. | Open Subtitles | مع قنينه كبير من الزيت والقرد الذي تدرب على التصوير |
| Bu manyak herif, lokma standından bir kazan dolusu kızgın yağı herifin üstüne döktü. | Open Subtitles | ألقى ذلك المعتوه وعاء من الزيت الساخن على هذا الأخرق |
| Kokoin yağdan daha hafif olduğu için tepeye çıkacak. | Open Subtitles | لأن ذرات الكوكايين تصعد لأعلى لأنها أخف وزنا من الزيت |
| Sızdıran bir bal peteği gibi bir fahişenin dudakları,... ...yağdan daha narin gerdanı ama yine de sonunda pelin oto gibi yakıcı iki tarafı keskin kılıç kadar acı. | Open Subtitles | ان شفاه الزانية تسقط العسل حلقها هو أخف من الزيت ولكن في النهاية |
| yağdan kaynaklanacak enfeksiyondan bahsetmiyorum bile. Septik olabilir. | Open Subtitles | دون ذلك التلوث من الزيت ربما يصاب بالتفسخ |