| Bu gemi rezervasyonlarını yapmak çok saçma. Jüri günlerce karar veremeyebilir. | Open Subtitles | اٍنه من السخيف أن نقوم بحجز القارب كيف نعرف أن هيئة المحلفين ستكون فى الخارج لمدة أيام |
| Aynı çatı altında yaşıyoruz ama birbirimiz hakkında bir şey bilmeden, yaşayıp gitmek çok saçma! | Open Subtitles | من السخيف أن نعيش معَا ولا نعرف شيئًا عن بعضنا الآخر |
| Bence de senin 3,5 aydır seks yapmamış olman çok saçma. | Open Subtitles | أظنّ أنه من السخيف أنك لم تقم علاقة منذ 3 أشهر ونصف |
| Bence istemeyen birine yedi bin dolar vermek çok aptalca. | Open Subtitles | حسنا ، أنا أعتقد أنه من السخيف اعطاء شخص ما 7000 آلاف دولار وهو لا يريده |
| Demeye çalıştığım şey, gelişebilir bir ilişkiyi, anlamsız bir sayıya dayandırarak fırlatıp atmak çok aptalca. | Open Subtitles | الذي أحاول قوله من السخيف أن تنهرب من علاقه جيده معتمدا ً على عدد فارغ |
| İnsanların para karşılığı bu tehlikeli ilaçları almalarına izin vermeleri çok saçma. | Open Subtitles | من السخيف أن يجرّبوا أدويةً محتملة الخطورة على الناس مقابل النقود |
| Bu kadar parayı, nasıl olsa sürekli olmayacak bir evliliğe harcamak çok saçma. | Open Subtitles | من السخيف انفاق المال على زفاف من المرجح أنه لن يدوم |
| TH-16'yla birini zehirlemek çok saçma. | Open Subtitles | من السخيف أن تقوم بتسميم أحدهم بتلك المادة |
| Yani onun o katliamla ilgisi olduğunu düşünmek çok saçma. | Open Subtitles | أعني، أنه من السخيف أن نفكر أن له أي علاقة بهذه المذبحة |
| Bize acı veren, büyük ızdırapların rastlantılarla oluştuğunu düşünmek çok saçma. | Open Subtitles | "من السخيف أن نؤمن بأن هذا الألم المستمر الذي يصيبنا" "مجرد شيء عابر" |
| Hâlâ şu merdivenleri çıkıyor oluşumuz çok saçma. | Open Subtitles | من السخيف أن نضطر لصعود كل هذه السلالم |
| Aslında çok saçma. | Open Subtitles | من السخيف بعض الشيء |
| Hayır, Harvey. Orada olmaman çok saçma. | Open Subtitles | لا, ( هارفـي) من السخيف أنك لست هناك |
| Şahsen bunu çok aptalca buluyorum. | Open Subtitles | شخصيا أعتقد أنه من السخيف أيضا |
| Gitmek zorunda olmamız çok aptalca. | Open Subtitles | من السخيف أنكِ ستغادرين. |