| Fakat duygularımı kontrol etmeyi başardım ve tüm soruları yanıtladım. | TED | لكنني تمكنت من السيطرة على كل مشاعري وكبتها والإجابة عن الأسئلة |
| Mr. Spock yarı insan yarı Vulkan, Vulkanlar duygularını kontrol etmeyi ve bastırmayı öğrenen, böylece tamamen mantıklı davranan bir uzaylı ırkı. | TED | السيد سبوك نصف إنسان ونص فولكان والفولكان هم من عرق الفضائيين الذين تمكنوا من السيطرة على مشاعرهم والتصرف بمنطقية بحتة. |
| Yükleyici, nükleer güç santrallerinin kontrolünü ele geçirdi. | Open Subtitles | الصاعق تمكن من السيطرة على المفاعلات النووية. |
| Teröristlerin asıl hedefi, bir uçtan diğer uca, Amarikan güç santrallerinin kontrolünü ele geçirmekti. | Open Subtitles | الهدف الرئيسي للإرهابيين هو أن يتمكنوا من السيطرة على جميع مفاعلات الطاقة الأمريكية من الشرق للغرب |
| Düğünün iptalinden bahsedersek sonucu kontrol edemeyiz. | Open Subtitles | إذا عرضنا إلغاء طلب الزواج لن نتمكن من السيطرة على النتيجة |
| Eğer sunucuya giremezsek ne asansörleri ne güvenlik kameralarını kontrol edemeyiz. | Open Subtitles | إن لم نصل إلى المخدم فلن نتمكن من السيطرة على المصاعد وكاميرات المراقبة |
| Serbestçe dolaşıyorlarsa, hapishanedeki gardiyanların kontrolünü ele geçirdiklerini farz etmeliyiz. | Open Subtitles | إذا كانوا يتجوّلون بحرّيّة، فعلينا أن نفترض أنّهم تمكّنوا من السيطرة على الحراس في السجن |
| Fakat ikimizde bunu kontrol edemeyiz ve Nasıl bilebilirim? | Open Subtitles | ولكن لا احد منا لديه الكثير من السيطرة على ذلك و كيف لي ان اعرف؟ |