"من الشائعات" - Translation from Arabic to Turkish

    • dedikodu
        
    • söylentiler
        
    Ortalıkta bir sürü dedikodu var. Open Subtitles هناك الكثير من الشائعات التي تتناقل بالجوار
    dedikodu dinlemeyi sevmem... Open Subtitles في الحقيقة، لا أحبّ الإصغاء لذلك النوع من الشائعات
    Basında hakkında bir sürü dedikodu dolanıyor. Open Subtitles هنالك الكثير من الشائعات في الإعلام حولك
    Marrot'a açıkça destek verme. Dışişleri Bakanlığından yeni söylentiler sızabilir. Open Subtitles قد تتسرب المزيد من الشائعات من وزارة الخارجية
    İnternette bununla ilgili söylentiler dolaşıyor. Open Subtitles كان هناك الكثير من الشائعات لقد قرأت عنها على الإنترنت
    Etrafta bir sürü dedikodu dolaşıyor, duruma açıklık getireyim. Open Subtitles هناك الكثير من الشائعات تطفو بالأرجاء لذلك دعونا ننقي الجو
    Majesteleri, sarayda dolaşan bir çok dedikodu var. Open Subtitles لقد كانت هناك العديد من الشائعات في القصر أيها الملك.
    Tonlarca dedikodu duydum ve bloglarda yer alan şeyleri duydum ve sürekli gazetelerde bir şeyler yazıyorlar. Open Subtitles لقد سمعت العديد من الشائعات ولقد سمعت أن هناك أشياء على المدونات وهناك بالفعل أخبار في الصحف
    Birçok dedikodu yaydılar, hatta ailesinin bile kulağına gitti. Open Subtitles .و قد قاموا بنشر الكثير من الشائعات إلى أن بلغت مسامع والديها
    Söylenti, kanıt, en küçük bir dedikodu belirtisi. Open Subtitles أي شائعات, أي دليل, أضعف تلميح من الشائعات.
    Dünya'nın en büyük spor müsabakasından bir iki dedikodu yüzünden çekilmek istiyorsun. Open Subtitles تريد الانسحاب من أعظم حدث رياضي في العالم بسبب وجود عدد قليل من الشائعات.
    Richie, işten çıkarmalarla ilgili birçok dedikodu dolaşıyor. Open Subtitles مهلاً ريتشي كان هناك الكثير من الشائعات حول تسريح العاملين
    Kızım hakkında çok fazla dedikodu olduğunu biliyorum. Open Subtitles أعلمُ أن هناك كثيرٌ من الشائعات حول ابنتي
    Hakkımda çok fazla dedikodu çıkıyor. Open Subtitles هنالك العديد من الشائعات تدور حولي
    Ben dedikodu bilmem, efendim. Open Subtitles أنا لا أعلم شيئا من الشائعات ، سيدي.
    Oh, haydi ama. Hakkımızda bir sürü çılgın dedikodu dolaşıyor. Panorama'nın bunları dikkate alacağını sanmazdım. Open Subtitles هناك الكثير من الشائعات عنَّا لكني لم أتوقع أن تظنها (بانوراما) جدية
    Her ne kadar sizinle aynı şeyleri yapma düşüncesinde olsam da, bir süredir buralarda olmadığınız için söylemek zorundayım Bay Aske; Kral ve konseyi hakkında çıkan söylentiler ve onlara karşı yaygın bir güvensizlik var. Open Subtitles لا بد لي ان اخبرك ، ياسيد اسك برغم أن ماقلته يناسبني لكن منذ تركتنا سمعنا العديد من الشائعات بانعدام الثقة العامة ضد الملك ومستشاريه
    - Nasıl söylentiler, Jerry? Open Subtitles اي نوع من الشائعات,جيري؟
    söylentiler, bir sürü hikaye. Open Subtitles الكثير من الشائعات والقصص

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more