| Ona daha yakın bir kalıntı olmalı, saç buklesi gibi. | Open Subtitles | الاثر يجب ان يكون اكثر قربا منها خصلة من الشعر |
| Ölçeğin en son aşamasında, kelleşen bölgeler birleşir ve önemli ölçüde genişler. Bu durum, sadece şakakların etrafında ve başın arkasında biraz saç kalana dek sürer. | TED | وفقاً لأعلى تصنيف في المقياس، تتصل المناطق المعرضة للصلع ببعضها وتتوسع كثيراً، وتترك في نهاية المطاف حلقةً من الشعر المتناثر حول الصدغين والجزء الخلفي من الرأس. |
| Gidiyorum ve beni durdurmaya çalışan olursa, çok saç kesilir burada, ve kendi saçımdan bahsetmiyorum. | Open Subtitles | سأغادر الآن و إذا افتعلتم أيّ حركة لإيقافي سيكون هنا كثيرآً من الشعر المقصوص و لن يكون شعري |
| Bugün size günlük almanız gereken şiir miktarını vermek için buradayım. | TED | أنا هنا لأقدم لكم الحصة الغذائية الموصى بها من الشعر. |
| Ne heyecan verici bir şey. Evet, bir şiir ile bitirmek isterim. | TED | يا له من شيء مثير. أود أن أنهي بمقطع من الشعر. |
| Baksana, buradaki saçlar bir yanda düz, öteki yanda da kıvrık. | Open Subtitles | لاحظ كيف جزء من الشعر مسطّح من جانب والجانب الآخر مقوّس... |
| İnce tüyler. Bedenin yeni kıl üreterek seni sıcak tutmaya çalışıyor. | Open Subtitles | زغب الجنين، يحاول جسمك إبقاءك دافئة عبر إفرازه المزيد من الشعر. |
| Bir sürü de kabarık saça ve çamurlu çukura da. | Open Subtitles | علاوة على الكثير من الشعر المجعد و الحيوانات الأليفة النتنة. |
| Bunu maymun yerine araba oluşturmaya programlamış olsak kıllı bir Buick'e bakıyor olurdunuz. | Open Subtitles | لخروج سيارة بدلا من قرد , سنجد اننا ننظر الى مكعب من الشعر |
| Şu anda, geçen Salı günü Debford'da meyda gelen kanlı bir kazanın suç mahalinde bulunan bir saç örneği hakkında işinin ustası olan berberimizden tavsiye almak için buradayım. | Open Subtitles | انا هنا لاحصل على نصيحة حلاقنا الجيد رايه فى عينة من الشعر وجدها فى موقع حادث دموى الثلاثاء الماضى فى ديبفورد. |
| Kafamda 2 tel saç var, berbere gittim. Makasla 2 şık şık. | Open Subtitles | لم يبقى لدي الكثير من الشعر, لكني حين اذهب إلى الحلاق فإنه يحرك مقصه مرتين |
| İki hafta içinde çok saç döktüm; çoğunlukla burada. | Open Subtitles | لقد فقدت فى اسبوعين الكثير من الشعر على الاغلب هنا |
| Daha fazla saç kaybetme. | Open Subtitles | انتبة, لا تفقد المزيد من الشعر من اجل هذا |
| Mutfak tezgahında benimkilerden çok daha uzun bir tutam saç buldum. | Open Subtitles | وجدت بضع خصلات من الشعر أكثر بكثير من شعري في بالوعة المطبخ |
| Yemeğimin içinde saç parçası buldum. Joy, kes şunu. | Open Subtitles | لقد وجدت خصلة من الشعر في طعامي جوي توقفي |
| Hatırlayabildiğim kadarıyla yazdığım ilk şiir mısraları kendimden nefret etmemi isteyen dünyaya bir cevap niteliğindeydi. | TED | أحد الأسطر الأولى من الشعر التي كتبته كان استجابة لعالم طلب مني أن أكره نفسي. |
| İncil'in güzel bir şiir ve bilgelik kitabı olduğuna inanıyorum-- | Open Subtitles | أعتقد أن الكتاب المقدس ...هو كتاب من الشعر الجميل والحكمة |
| Daha çok vaktim olacak. şiir için bile zaman bulabilirim. Tabii yazmayı unutmadıysam." | Open Subtitles | قد أحصل على بعض الوقت لكتابة قليلا من الشعر إن لم أكن قد نسيت كيف يكتب |
| Kemik parçaları, uzun, kanlı sarı saçlar. | Open Subtitles | عظام محطمة ، و الكثير من الشعر الأشقر المدمي |
| Kulübede ona ait olduğunu sandığımız orta uzunlukta ve sarı saçlar bulduk. | Open Subtitles | لقد وجدنا عينات من الشعر في الكوخ نظن انها له تتراوح بين القصيرة و المتوسطة ولونها اشقر |
| Umarım biraz kıl hoşuna gider. | Open Subtitles | والآن ، أتمنّى ألا تمانع في القليل من الشعر |
| Erkeklerin daha çok saça ihtiyacı var, kadınlarınsa daha az. | Open Subtitles | الرجال في حاجة للمزيد من الشعر و النساء في حاجة لأقل من ذلك |
| Senin gibi bir kızla tanışsam çok çalışan ve fazla konuşmayan yani biraz kıllı ama benim için hava hoş. | Open Subtitles | اذا التقيت بفتاه مثلك يا تشارلى مجتهده , ولا تتحدث كثيرا انت لديك الكثير من الشعر ولكننى لا امانع هذا |