| Azıcık şöhret, Geçersiz ve Hükümsüz'e neler yapıyor, görüyor musunuz? | Open Subtitles | أتري ماذا تفعل القليل من الشهرة علي الفارغ الضحل ؟ |
| Kişisel istismar, şöhret ve alenen tanınmanın getirdiği yanlış değerlerden tiksinirdi. | Open Subtitles | لقد كان يمقت القيم الزائفة التى تأتى من معرفة الجمهور له من الشهرة ،من إستغلال الشخصية |
| Genç masum kadına 15 dakikalık şöhret vermeye uğraşıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أعطي فتاة بريئة , 15 دقيقة من الشهرة |
| Ben tekrardan ünlü olmak isterdim. Düzgün bir şöhretle tabii. | Open Subtitles | أود أن أكون مشهورا مرة أخرى النوع الصحيح من الشهرة |
| RW: -- bayağı bir ünlü olmuştu bu yüzden Los Angeles'ta. | TED | ريتشارد: .. كان لديه نوع من الشهرة.. شهرته بدأت في لوس أنجلس لفترة |
| Evet. Dünya yaratmada iyi olduğumu söylüyorlar. Bu sıralar oldukça popülerim. | Open Subtitles | أجل، يقولون أنّي بارع في كتابة القصص .الخيالية، لدّي الكثير من الشهرة الآن |
| Bu sıralar oldukça popülerim. | Open Subtitles | لدي الكثير من الشهرة الآن. |
| Benim küçük şöhret iddiam, duvardan bana dik dik bakıyor. | Open Subtitles | لم يبق من الشهرة القليلة التي عشتها سوى ملصق على الجدار يحدق بي |
| Sahnedeki bir anlık şöhret için, her şeyi buna göre şekillendirdin. | Open Subtitles | وقدتِ سيارتك طوال هذا الطريق فقط لتصعدي إلى المنصة.. بغية لحظة وحيدة من الشهرة. |
| 15 dakikalık şöhret hayatımın böyle olacağını hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أعتقد مطلقاً بأن ال 15 دقيقة التي حظيت بها من الشهرة ستكون هكذا |
| Columbia Üniversitesinde gayemiz, hakiki bilim aracılığıyla gerçeklere ulaşmaktır iki saniyelik şöhret için yalan söylemek değil. | Open Subtitles | هنا في جامعة كولومبيا، نحن ندرّس العلم الحقيقي، ونكتشف الحقائق، وليس الكذب من أجل للحظة حزينة من الشهرة. |
| "Çıngıraklı yılan." Bana şöhret ve para kazandırıyor. | Open Subtitles | والجرسية. الفائز من الشهرة والثروة. |
| 15 dakikalık şöhret yeni bir şey değil. | Open Subtitles | انظر ، 15 دقيقة من الشهرة ليست جديدة. |
| Şan şöhret doluyum. Pekala ahbap. | Open Subtitles | لا زلت أتمتع بالكثير من الشهرة |
| Anlamadığım tek şey, Adalet Bakanı'nın Senato üyeliği ya da özel sektöre geçiş yapabilmek için kötü şöhret edinmekten korkup korkmadığı. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أعجز عن فهمه هو إن كان مصدر خوف المدعية العامة من الشهرة السلبية متعلق بتخطيطها للترشح لمنصب السيناتور أو عودتها للقطاع الخاص |
| Biz bilim adamlarıyız, Lloyd. 15 dakikalık şöhret arayan, ilgi budalası reality show yarışmacıları değiliz. | Open Subtitles | (نحن علماء يا (لويد لسنا ذو سلوك عشوائي نتسابق للظهر في برنامج لـ 15 دقيقة من الشهرة في برنامج اخبار |
| Ayrıca, artık sokaklarda, basında ve sosyal medyada ünlü oldular. | TED | فهم الآن من الشهرة بمكان: في الطرقات ووسائل الإعلام العامة والاجتماعية |
| Bir kez oraya çıktın mı senin yüzünü tanırlar ve ünlü olursun... | Open Subtitles | وعندما تخرج سيعرفون وجهك والجزء الصغير من الشهرة |
| Bu sıralar oldukça popülerim. | Open Subtitles | لدي الكثير من الشهرة الآن. |