| Bugün birçok tanığımız olacağını hatırlatayım ve basın da odada bulunacaktır. | Open Subtitles | مجرد تذكير بأن لدينا العديد من الشهود اليوم والصحافة ستكون حاضرة بالغرفة |
| Bir sürü görgü tanığımız var.... | Open Subtitles | لا على الإطلاق فلدينا عدد كبير من الشهود اللذين رأو... |
| Neredeyse yüzlerce görgü tanığı var, ama burada hiçbir şey yok. | Open Subtitles | كان هناك المئات من الشهود العيّان لكن هنا , تقريبا لاشيء |
| Bu iş, yüzlerce görgü tanığı olmadan yapılabilir. | Open Subtitles | يمكن أن ينفذ ذلك أمام مئات من الشهود لن يرتاب أحد فى شئ |
| Daha fazla tanık hazırlamak için ofise geri dönüyorum. Geliyor musun? | Open Subtitles | أنا ذاهبة للمكتب لأعمل على المزيد من الشهود ، أأنتَ آتي؟ |
| Birçok Yehova Şahidi Yehova'nın sözleri için savaşıyorlar. | Open Subtitles | الكثير من الشهود يحاربون لإعلاء كلمة الله |
| Anlaşılan suçunu hücre arkadaşına itiraf etmiş ve bunu doğrulayan birkaç tanık da var. | Open Subtitles | لقد أعترف بجرمه لشريك زنزانته و لدينا أثنان من الشهود يؤيدون القصة |
| Engel çıkmış, Mike. Şahitler varmış. | Open Subtitles | مايك , لقد تم إعاقة طريقهم , إضافة إلى وجود عدد كبير من الشهود الملاعين هناك |
| İddia makamının çağıracağı başka tanık var mı? | Open Subtitles | هل يريد الإدعاء أن يستدعى المزيد من الشهود ؟ |
| tanığımız yok İddia Makamı izin istiyor.. | Open Subtitles | نحن انتهينا من الشهود. الإدّعاء انتهي. |
| - Yeterince tanığımız olduğunu sanıyorum. | Open Subtitles | -أفترض أنّ لدينا الكثير من الشهود . عدّة. |
| - Bizim yeterince tanığımız... - Bırak da konuşsun. | Open Subtitles | لدينا ما يكفي من الشهود - دعه يتحدث , يا أخي - |
| Bakalım 17'lik I.Q.'yla nasıl bir görgü tanığı olacaksın. | Open Subtitles | لنرى أي نوع من الشهود أنت مع مرض نفسي من النوع السابع عشر |
| Senatör Kinsey halka açık bir caddede güpegündüz pek çok görgü tanığı önünde vuruldu. | Open Subtitles | السيناتور كينزي قد اصيب في وضح النهار بشارع عام أمام العشرات من الشهود المدنيين |
| Etrafta birkaç görgü tanığı buldum. Hepsi de aynı şeyi söylüyorlar. | Open Subtitles | يوجد الكثير من الشهود وجميعهم يقلون نفس الكلام |
| Öyle kalabalık ve öyle tıklım tıkış ki; etrafta çok fazla tanık oluyor. | Open Subtitles | لكنه مكان مزدحم جداً هناك وفيه الكثير من الشهود |
| Hayır efendim. Katilimiz daha fazla tanık istemiyor. | Open Subtitles | لا يا سيدتى، إن القاتل لا يريد المزيد من الشهود |
| Bak, orada yeterince fazla tanık olmalı. | Open Subtitles | لابد أن هناك الآلاف من الشهود لنضعهم في السجن |
| Sara Dahl artık bir Yehova Şahidi değildir. | Open Subtitles | سارا) لم تعد من الشهود بعد الآن) |
| Anlaşılan suçunu hücre arkadaşına itiraf etmiş ve bunu doğrulayan birkaç tanık da var. | Open Subtitles | من الواضح أنه اعترف بجريمته لشريكه في الزنزانه و لدينا إثنان من الشهود يؤكدون القصة |
| Şahitler 35 yaşlarında İspanyol bir kadının silah sesinden sonra dükkandan çıktığını söylüyor. | Open Subtitles | ورد من الشهود أن إمرآة من أصل إسباني، في منتصف الثلاثينات، غادرت المتجر بعد أن سمعوا صوت إطلاق رصاص. |
| Bir düzine de tanık var ve hepsi de güvenilir. | Open Subtitles | لديهم دزينتين من الشهود . و كلهم موثوق بهم |