| Okula gelen yas danışmanlarım var fakat böylesine anlamsız bir kazayı kabullenmek zor. | Open Subtitles | لديَ مستشارو الحزنِ قادمونَ إلى المدرسة لكن من الصعبِ فهمُ حادثةٍ غبيةٍ كهذه |
| Ancak, takdir edersiniz ki her anın kendine has özelliği olduğu için en duygusal anın hangisi olduğunu söylemek çok zor. | Open Subtitles | إلا.. حسنًا .. أنتَ تعلم من الصعبِ القول |
| Hareket etmemeye çalışırken konuşmak zor oluyor. | Open Subtitles | من الصعبِ الحديث بينما أنا ممنوعةٌ من الحركة |
| Sevdiklerinin adına leke sürüldüğünü duymak çok zor. | Open Subtitles | من الصعبِ جداً أن تسمع أسماء الأشخاص الذين تُحبهم يُجرُ في الوحل |
| Sayın Başkan Yardımcısı nasıl olduğunu bile bilmediğiniz bir şeyi bulmak çok zor. | Open Subtitles | من الصعبِ فعلاً يا فخامةَ الرئيس أن تجدَ ما لا تعرفُ عمّا تبحثُ عنه. |
| Onun çekimine karşı koymak senin için zor olsa gerek. | Open Subtitles | مؤكد انهُ من الصعبِ عليكَ ان تقاوم قوتها |
| Sanırım usule uygun olarak özür dilemeyenleri affetmek zor oluyor. | Open Subtitles | أعتقدُ أنَّهُ من الصعبِ مسامحة شخصٍ ما أذا لم يأتي و يعتذرُ لكِ. |
| Bakin, bunu açiklamasi çok zor ama size bir sekilde yardim etmem gerektigini düsünüyorum. | Open Subtitles | إسمع ،، من الصعبِ تفسير هذا لكن اظن انهُ يفترضُ بي أن اساعدكَ بطريقةٍ ما |
| Kahve dükkanına bu kadar zarar verecek miktarı saklamak çok zor. | Open Subtitles | لكن قد يكون من الصعبِ جِداً إخفاءُ الكميةِ اللازمة للتسببِ بالضَرَر للمَقهَى. |
| ikimizi de yok etmek zor olacak, kellen yerinde olmadığı zaman. | Open Subtitles | سيكون من الصعبِ عليكِ تدمير كلينا، عندما تكونين بدون رأسكِ. |
| Yediğin bir şeyin kıymetin bilmek zor. | Open Subtitles | كلُ ما أقولهُ هنا, هو أنَّه من الصعبِ فعلاً أن تبدي بتقديركـِ لشئٍ ما بينما تفترسينهُ في الواقع |
| Mimi-Rose'un oldukça büyüleyici, ilginç, zayıf, küçük sıska burunlu biri olduğu düşünülürse oldukça zor. | Open Subtitles | و أعتقدُ بأنهُ من الصعبِ جداً إذا ما أخذنا بالإعتبار ميني روس رائعةٌ جداً، مثيرةٌ للإهتمام و نحيلة صاحبة أنفٌ جميل |
| Olay yeri incelemecileri buraya getirmek gerçekten zor olacak. | Open Subtitles | وسيكونُ من الصعبِ جداً إحضارِ مختصونَ الطبِ الشرعي إلى هنا |
| - Buradan ayrılmamın zor olacağını biliyorum ama... | Open Subtitles | لقد علمتُ لكم من الصعبِ ستكونُ المغادرة أنتَ لن تغادر |
| Ancak yalan bu kadar yaygın olunca gerçeği görmek de o kadar zor oluyor. | Open Subtitles | لكن حينَ ينتشرُ الكذب بهذه الصورة يُصبِحُ من الصعبِ رؤية الحقيقة. |
| Böyle mitolojik bir yaratığı hayal etmek zor. | Open Subtitles | من الصعبِ تخيّل مخلوقٍ أسطوريٍّ كهذا |
| Sorunun ne olduğunu bulmak ne kadar da zor. | Open Subtitles | من الصعبِ أن نتخيلَ أين كانتْ المشكلة |
| Üzgünüm. Bunun ne kadar zor olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | انا آسفة ، اعلم كم من الصعبِ هذا عليكم |
| Bak, şu an onun etrafında olmak çok zor. | Open Subtitles | إسمع ،، من الصعبِ أن اكونَ معهُ الآن |
| Bu binadan sesli yayın almak epey zor. | Open Subtitles | من الصعبِ تركيبُ آذانٍ داخل المبنى. |