| Gitmiş! Bilindik hikaye işte. Bugünlerde iyi yardımcı bulmak çok zor. | Open Subtitles | قصة مشابهة ، من الصعب جداً أن تتلقى المساعدة هذه الأيام |
| - Doğru şeyi yapıyorsan bilmek çok zor değil mi? | Open Subtitles | من الصعب جداً أن تعرف إذا كنتَ تفعل الشيء الصحيح. |
| Hala insanların değişebileceğine inanıyorken, dünyadaki adaletsizlikle yüzleşmek gerçekten çok zor. | TED | من الصعب جداً أن تواجه الظلم المستشري في العالم، بينما تظلّ مؤمناً بقدرة الناس على إحداث تغيير حقيقي. |
| Kendiniz ve aileniz için gelecek kurmayı bırakın, bu ülkelerde güvende olmanız bile çok zor. | TED | من الصعب جداً أن يبقى المرء بأمان في تلك الدول، ناهيكم عن بناء مستقبل لشخص وعائلته. |
| Tabii, onlara bulunması çok zor bir kadınla birlikte olduğumu bu yüzden de sıradan kadınlara ayıracak vaktim olmadığını söyleyebilirdin. | Open Subtitles | نعم، يجب أن تخبريهم أنني مرتبط بإمرأة من الصعب جداً أن تجدها والتي تحفظني بعيداً عن السيدات اللاتي تجدهن في كل مكان |
| Eğer sadece subaylarsa, buna inanmak gerçekten çok zor. | Open Subtitles | حتى لو كانت تلك حالة الضباط فقط سيكون من الصعب جداً أن أصدق |
| Ve yapabilirsiniz sihirli uygulama değil çok zor olması gerektiğini alıyorum. | Open Subtitles | و أنا أفهم أنه من الصعب جداً أن لا تمارس السحر بينما أنت تستطيع |
| Kendimi ifade etmek bazen çok zor olabiliyor bu yüzden diğerleri beni anlamayabiliyor. | Open Subtitles | من الصعب جداً أن أعبر عن نفسي بطريقة يفهمني بها الآخرون |
| Hasta ve sana bağımlı birinin olması çok zor bir şey. | Open Subtitles | من الصعب جداً أن يكون هنالك مريضٌ يعتمد عليك |
| Yalnız hareket ettiğinize inanmak çok zor. | Open Subtitles | إنه من الصعب جداً أن نصدق أنك تصرفت من تلقاء نفسك |
| Eline her neşter aldığında donakalırken cerrah olmak çok zor. | Open Subtitles | من الصعب جداً أن تكون جراحاً عندما تتجمد في كل مرة شخص ما يمد لك المشرط |
| Çok üzücü çünkü anlamasını sağlamak çok zor. | Open Subtitles | إن الأمر مُحزن للغاية لأنه من الصعب جداً أن أجعلها تتفهم |
| Ama tabii ki, kodu almak çok zor. | TED | من الصعب جداً أن يحصل، بطبيعة الحال. |
| Üzgünüm, kendimi kontrol etmem geçekten çok zor. | Open Subtitles | آسف, من الصعب جداً أن أتحكم فى نفسى |
| Onu öyle görmek çok zor olmalı. | Open Subtitles | بالتأكيد من الصعب جداً أن تراه هكذا |
| - Yalnız olmak çok zor. | Open Subtitles | ! من الصعب جداً أن تكون وحيداً، كما تعرف |
| çok zor, gerçekten. Bir türlü aklım almıyor. | Open Subtitles | من الصعب جداً أن أستوعب كل هذا. |
| Şimdi, 20. yüzyıla baktığınızda en azından, dünyanın "gelişmiş ülkeler" dediğimiz kısmında Souza'nın haklı olduğunu sonucuna varmamak çok zor. | TED | الآن وبالنظر إلى القرن العشرين على الأقل بالنظر إلى ما يُسمى " العالم المتقدم " فإنه من الصعب جداً أن نُنكر أن " سوسا " كان مُخطئاً |
| Bunu söylemek çok zor ama barın satışıyla gelen para, Yuri'nin Mr. Minobe'ye olan borcunun bir kısmını karşılıyor. | Open Subtitles | من الصعب جداً أن أقول هذا لكن بيع الحانه يكفي لتسديد الدين جزء من 1.5 مليون التي تدين بها (يوري) للسيد (مينوبي) |
| Bunu açıklaması çok zor. | Open Subtitles | من الصعب جداً أن أشرح ذلك |