| Gözleri, sisin içinden çıkacak eski bir hayalet arıyor gibiydi. | Open Subtitles | تقدم للأمام وبدا كأنه يبحث عنبعضالأشباحالقديمة... التي تخرج من الضباب |
| "sisin içinden yükselen şu gizemli surete bak." demekti. | Open Subtitles | " أنظر ألى ذلك الرجل الغامض القادم من الضباب" |
| Ve sisin içinden beyaz, cansız bir surat çıktı. | Open Subtitles | و ظهر وجه أبيض شاحب من الضباب |
| Ama asıl olay sokaklarda yürürken o soğuk sis bulutu şehrin üstüne çöktüğünde bir anda kendimizi peri masalında hissetmediysek ne olayım. | Open Subtitles | أتعرف؟ ونحن نمشي في الشوارع كان هناك ذلك النوع من الضباب المجمد معلقا على كل شيء |
| Her yerde yoğun bir sis bulutu vardı. | Open Subtitles | كان هناك طبقة سميكة من الضباب في كل مكان |
| Soldaki sisten sus toplayan Namibya böceği. | TED | الذي على اليسار هي خنفساء ناميبيا التي تسحب الماء من الضباب. |
| İçebileceği tatlı suyu yok. Ama sisten su içiyor. | TED | و ما من ماء عذب يمكنه شربه. لكنه يشرب الماء المستمد من الضباب. |
| sisin içinden bir şey bana saldırdı. | Open Subtitles | لقد جاء شيء باتجاهي من الضباب |
| Sanki sisten oluşmuş gibi belirdiler. | Open Subtitles | لقد ظهروا كما لو كانوا قد صنعوا من الضباب |
| sisten kurtulup, mekana girersiniz, ...ve içerisi sigara dumanıyla doludur, ...yani içerisi de sislidir. | Open Subtitles | تخرج من الضباب وتدخل الى هذا المكان و كان هذا المكان ممتلئ بالدخان . لذا هناك ضباب بالداخل |