"من الضواحي" - Translation from Arabic to Turkish

    • banliyölü ezik
        
    • banliyö
        
    • Banliyöden
        
    • varoşlardan gelmiş
        
    • varoş bir
        
    • varoşların
        
    banliyölü ezik babanın tekisin! Open Subtitles أنت ذلك الأب الساذج من الضواحي
    Madem banliyölü ezik babanın tekisin bana neden babalık yapmadın o zaman? Open Subtitles لأنه لو كنت تريد أن تكون ذلك الأب الساذج ... من الضواحي لماذا لم تكن هناك من أجلي ؟
    Bak, senin tüm istediğin, hoş, masum bir banliyö kızı. Open Subtitles اسمع هل كل ماتريد ان تحصل علي بنت لطيفه و بريئه من الضواحي
    Nişanlısı Banliyöden bir züppe. Eğer hapse girersem düğünü iptal eder. Open Subtitles خطيبها هو شخص مرموق من الضواحي, إن ذهبت للسجن, فلن يكون هناك زواج
    Bilemiyorum, varoşlardan gelmiş çocuklar için fazla kaçabilir. Open Subtitles لا أدري لعل هذا كثير على شباب من الضواحي
    Bu olayda, yatağında pompalı tüfekle vurulmuş varoş bir ev kadınının aralarında bulunduğu mâlikane sakini üç zenginden söz ediyoruz. Open Subtitles هؤلاء ثلاثة أشخاص أغنياء بيض قتلوا في منزلهم بما في ذلك ربة المنزل من الضواحي المقتوله في سريرها بعيار ناري
    Ben varoşların beyaz pezevengiyim. Biz böyle konuşuruz. Yasal. Open Subtitles أنا قواد أبيض من الضواحي هذه طريقة حديثنا ، ببذائة
    banliyölü ezik babanın tekisin! Open Subtitles أنت ذلك الأب الساذج من الضواحي
    Madem banliyölü ezik babanın tekisin bana neden babalık yapmadın o zaman? Open Subtitles لأنه لو كنت تريد أن تكون ذلك الأب الساذج ... من الضواحي لماذا لم تكن هناك من أجلي ؟
    Bir yazar olurak en büyük eksiğim, iyi bir aileye sahip banliyö çocuğu olmam. Open Subtitles عيبيالوحيدكمؤلف.. أنني فتى من الضواحي حظيَ بأبوان جيدان
    Gizemli geçmişi olan banliyö babası? Open Subtitles والد من الضواحي لديه سرّ غامض؟ أنّى لي مُقاومة ذلك؟
    Burası banliyö değil. Ayrı bir şehir. Open Subtitles هذه ليست من الضواحي انها مدينة منفصلة
    Banliyöden çatlak bir esmer. Open Subtitles إنها إمرأةٌ مهووسةٌ بالسمار قادمه من الضواحي السكنيه
    Banliyöden uzaklaşmak onun için iyi olacak. Open Subtitles خروجه من الضواحي سيكون مفيداً له على أية حال
    Ama ben Banliyöden gelen iyi aile çocuğu bir Yahudiyim. Kimse beni buna zorlamadı. Open Subtitles لكنّي فتى يهوديّ لطيف من الضواحي ولم أنساق لتلك الأمور
    Bilemiyorum, varoşlardan gelmiş çocuklar için fazla kaçabilir. Open Subtitles لا أدري لعل هذا كثير على شباب من الضواحي
    Bu olayda, yatağında pompalı tüfekle vurulmuş varoş bir ev kadınının aralarında bulunduğu mâlikane sakini üç zenginden söz ediyoruz. Open Subtitles هؤلاء ثلاثة أغنياء من البيض تم قتلهم رميا بالرصاص بدم بارد بالاضافة أنهم من الضواحي وتم قتل ربة المنزل في سريرها ببندقية صيد نارية
    hayır, babam varoşların ortasına doğru taşındı ya annen? Open Subtitles كلا أبي رحل من الضواحي و ماذا عن اُمك؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more