"من العقاب" - Translation from Arabic to Turkish

    • yanına
        
    • kâr
        
    • paçayı
        
    • Bundan
        
    • serbest
        
    • bu işten
        
    • bir ceza
        
    • bazı türden
        
    - Hiçbir şey yanına kar kalmaz. - Siz delisiniz. Open Subtitles لا يمكنك ان تنجو من العقاب بأي شيء انت مجنون
    Yalan söylüyor, kafa karıştırıyor, bu da yetmezmiş gibi üstüne bir de herkes gibi yaptıklarının yanlarına kâr kalacağını düşünüyorlar. Open Subtitles هم يكذبون هم يتسترون وبعد ذلك ان لم يكن هذا كافياً والانكى من ذلك هم يظنون انهم سيفلتون من العقاب
    Karınızı öldürüp Bundan paçayı sıyrılmanızı sağlayacak bir yol buldunuz. Open Subtitles أنت فكرت بإيجاد وسيلة لقتل زوجتك و الفرار من العقاب.
    Sana cinsel tacizde bulunup Bundan nasıl yırtarım diye düşünüyorum. Open Subtitles أحاول أن أجد طريقة لأتحرش بكِ جنسيًا وأفلت من العقاب
    Kan sıçrama analistlerinin dünyasında bu değişkenler pozitif bilim ve suçlunun serbest bırakılması arasındaki farklılıklar anlamına gelebilir. Open Subtitles وفي عالم لطخات الدم، قد تعني هذه المتغيّرات الفرق بين العلم النافع ونجاة المذنب من العقاب
    - bu işten paçayı sıyırabileceğini bilmek. Open Subtitles تعتقدين أنه سيفلت من العقاب دمها في في كأسه
    Herhangi bir ceza vermek yerine, ustası ondan sadece özür dilemesini isterdi. Open Subtitles بدل الهروب من العقاب كان معلمة يأمل أن يتعلم هذا الدرس
    bazı türden cezalara sahip olmak da gerçekten yardımcı oluyor. TED إنه يساعد بالفعل أن يكون هناك نوع من العقاب .
    Bekle, bekle, eğer giderseniz yaptıkları Albay Mustard'ın yanına kar kalacak. Open Subtitles لا انتظروا ، إذا غادرتم الآن فالعقيد خردل سيفلت من العقاب
    Dışarıda 10 Emir'i mazeret gösterip cinayetleri yanına kâr kalan bir katil var. Open Subtitles هناك قاتل في الخارج, يقتل ويفلت من العقاب , يستعمل الوصايا العشر كمبرر.
    Biz tecavüzcülerin %99'unun yanına kaldığı bir dünyada yaşamak zorunda değiliz. TED ليس علينا العيش في عالم حيث ينجو فيه ما يقارب ٩٩ في المئة من مرتكبي جرائم الإغتصاب من العقاب.
    "Benim adım Drake! Süperimdir, yaptığım her şey yanıma kâr kalır." Open Subtitles أوه، أنا دريك و أنا رائع جدا و سوف أنجو من العقاب في كل الأمور؟
    Herkesin önünde yapsam bile Bundan paçayı kurtarabilirdim ama bir kişi gerçeği bilirdi. Open Subtitles وربما كنت سأفلت من العقاب تحت أنظار الجميع ولكن شخص واحد كان سيعرف الحقيقة
    Bu haksızlık! Başı yanan hep ben olurum! Sen bir şekilde paçayı hep yırtarsın! Open Subtitles هذا ليس عدلا انت لا تعاقب ابدا انت تنجوا دائما من العقاب
    Henüz geç değil. Bizi serbest bırakabilirsin,buradan çıkarabilirsin. Kimse bunun hakkında konuşmayacak. Open Subtitles لم يحدث شئ يمكنك تحريرنا وتفلت من العقاب
    Belge doldurup küçük konuşmalar yapıyorsunuz ve bir pislik serbest kalıyor öyle mi? Open Subtitles تدفعون أوراقكم الصغيره و تلقون خطبكم الصغيره و في النهاية سافل آخر يفلت من العقاب ؟
    Seni öldürmeye çalışan birinin bu işten hiç ceza almadan kurtulmasına izin veremezsin. Open Subtitles لايمكنكَ ان تسمح لشخصٍ ان يحاولَ قتلكَ ومن ثمَ يهرب من العقاب
    - bu işten paçanı kurtaramayacaksın. Open Subtitles أنتِ لن تفلتي من العقاب على هذا.
    Aslında onlara pek gösteri denemez. Onlar daha çok bir ceza yöntemi. Open Subtitles . إنها ليست عروض , حقاً . إنها نوع من العقاب
    - Bu yaralar Salem'deki cadı duruşmalarında kullanılan bir ceza biçimiyle oldukça tutarlı. Open Subtitles التعذيب؟ هذه الإصاباتِ جائت بسبب شكل من العقاب
    utanma,mahcubiyet ya da dedikodu konusu olsalar dahi insanlar büyük gruplar halindeyken işbirliğini korumak için bazı türden cezalar uygulamaya ihtiyacınız var. TED حتى لو كان الأمر بالمقارنة أو بالإحراج أو بالقيل والقال , تحتاج إلى نوع من العقاب لأن تجمع الناس , عندما يكونون في مجموعات كبيرة , للتعاون معاً .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more